AYAK AĞRISI NEDİR NEDEN OLUR
Ayak ve ayak bileği çok sayıda kas-tendon, çeşitli bağlar,
şok absorbe etmeye yardımcı olan yağ dokusu ve sinirler ile çevrili 26 kemik,
57 eklemden oluşan, yapısında ark adı verilen fizyolojik kavisler barındıran
karmaşık bir uzvumuzdur. İnsan günde ortalama 3-4 saatini ayakta geçirir ve
ortalama 5000 ile 10000 arasında adım atar.
Vücudumuzun bütün yükü attığımız her adımda ayaklarımıza
biner ve normal bir günde ayaklarımız tonlarca yüke eşit bir güce maruz kalır.
Spor yaparken beden ağırlığınızın 3–4 katı fazlası ayaklarınıza yük olarak
biner.
Bunun yanı sıra ayaklarımız adeta bir şok emici görevi görür
ve yürürken vücudumuzun dengesini sağlamakta önemli bir yere sahiptir.
Yapılan çeşitli araştırmalarda ayak ve ayak bileği ağrısının
sıklığı %10 ile %24 arasında değişmektedir Hemen hemen herkeste hayatının bir
bölümünde ayak veya ayak bileği ağrısı şikâyeti oluşmuştur.
Ayak bileği ve ayak ağrısı özellikle kadınlarda uygunsuz
ayakkabı kullanımı, yapısal bozukluklar, doğumsal patolojiler, vücudun alt
bölgesinin diğer eklemlerindeki hasarlanmalar, akut veya tekrarlayan travmalar,
aşırı kullanmaya bağlı yaralanmalar (overuse), sistemik hastalıklar veya
bunların birlikteliklerine bağlı olarak, toplumda sık gözlenen bir
rahatsızlıktır.
Ayak bölgesindeki ağrı aynı zamanda diz, kalça ve bel
problemlerine yol açabilmektedir. Kadınlar özellikle topuklu ayakkabı
kullanımına bağlı olarak erkeklerden daha fazla risk altındadır.
Bunların yanında ayak problemleri yaşlı kadınlarda ciddi
sorunlara yol açmaktadır. Yaklaşık %14 kadarı ayak problemlerine bağlı olarak
yürüme ve günlük işlerini yapmada zorluk çekmektedir.
Ayrıca yaşlı insanlar ayaklarındaki genişleme, düztabanlık
oluşması ve yağ tabakasının kaybolmasına bağlı olarak ayak problemlerine maruz
kalmaktadır. 50 yaş üstünde özellikle plantar fasit çok yaygındır.( topuk
ağrısının en sık karşılaşılan nedenidir. Topukta dikensi bir çıkıntı da var ise
bu durum topuk dikeni olarak adlandırılır. Plantar fasiithalk arasında topuk
dikeni ile karışsa da aslında farklı bir durumdur. Plantar fasya, topuk
kemiğini ayak parmaklarına bağlayan düz doku (bağ dokusu) şerididir.)
Aşırı kilolu insanlar, tenis, jogging gibi spor yapanlar,
ağırlık kaldıranlar stres fraktürü, aşil tendiniti ve plantar fasit gibi ayak
hastalıklarına karşı risk altındadır. Ayrıca birçok sağlık sorunu ve yapısal
bozukluklar ayak problemlerine yol açabilir.
Hamile kadınlar fetusun büyüdükçe vücudun ağırlık noktasının
öne doğru gelmesi, kilo alımı, ayaklarında şişlik oluşması, hormon
değişikliklerine bağlı ligamentlerde gevşeme sonucunda ayak problemleri ile
karşılaşabilir.
Şeker (diyabet) hastaları enfeksiyon, eklem bozukluğu ve
yara oluşumu açısından risk altındadır.
Ayak bileği ve ayaktaki ağrı, kemik yapılar, eklemler, eklem
etrafındaki yumuşak dokulardan kaynaklanabileceği gibi sinir ve damarsal
yetmezlikten kaynaklanan ağrılar da bu bölgeye yayılabilir.
Kırıklar, bağlarda kopma ve yırtıklar ezilmeler, çekme ve
burkulmalar genelde ani gelişen (akut) olaylara bağlıdır ama tekrarlayan stres
ve travma sonucunda da meydana gelebilir.
Ayrıca ayak ağrısının nedeni ayağın yapısındaki herhangi bir
dokudan kaynaklanabileceği gibi vücudun diğer bölgelerinden yansıyan ve yayılan
bir ağrı da olabilir.
Ayaktaki ark adı verilen kavisin yüksek veya alçak olması da
ağrı ve bozukluklara yol açabilir. Virüsler, mantarlar ve bakterilerde ayakta
tutulum yapıp ağrıya yol açabilirler.
Ayak ağrısının en sık sebebi uygunsuz ayakkabı kullanımına
bağlıdır.
Son yıllarda yüksek topuklu ayakkabıların kullanımının
artmasına bağlı ayak parmağı ve ayak kavsinde problemlerin sıklığı artmıştır.
Bunun yanı sıra travmalar, obezite, doğumsal patolojiler, bozuk bir
duruş-yürüyüşe sahip olma, bacak uzunluğunda eşitsizlik olması, ayakkabı
numarası, iklim durumu, uygunsuz egzersiz yapılması gibi birçok sebep ayak
ağrısına yol açabilir.
Osteoartrit, romatolojik hastalıklar, nörolojik hastalıklar,
kemik erimesi, ayak ağrısına yol açabilir.
Bunların dışında (Anoreksiya Nervoza; özellikle genç
kadınlarda görülebilen, yemek yememek, çok az uyumak, buna rağmen çok aktif
olmakla beliren psikolojik bozukluk. Bu hastalıkgenellikle ergenlik döneminde,
nadiren de erişkin çağında başlar. Çok genel olarak denebilir ki, aşırı
zayıflama tutkunu her bireyde oluşabilir.)
yüksek tansiyon, böbrek yetmezliği, vitamin eksikliği, guatr
gibi sinirleri etkileyen hastalıklar ayak bölgesinde ağrı, yanma ve uyuşukluğa
neden olabilir. Şeker hastalığı hem sinirleri hem de kan akımını etkileyerek
ayakta yaralara, eklem bozukluklarına yol açabilir.
Hamilelik, kalp yetmezliği, böbrek yetmezliği ve hipotiroidi
gibi sebepler ayaklarda şişliğe neden olabilir. Kas gücü ve dengeyi etkileyen
Parkinson, inme gibi hastalıklar ayak sorunlarına yol açabilir.
Bunun dışında bazı antibiyotiklerin ve ilaçların kullanımı
ayak bölgesinde kas ve sinirleri etkileyerek ayak problemlerine yol açabilir.
Refleksoloji, bugün
tamamlayıcı tıp olarak yer almaktadır. (GELENEKSEL VE TAMAMLAYICI TIP
UYGULAMALARI REFLEKSOLOJİ YÖNETMELİĞİ 27 EKİM 2014TARİHİNDE RESMİ GAZETE’DE
YAYIMLANARAK YÜRÜRLÜĞE KONULMUŞTUR.)
Not: Uzman olmayan, fizyoloji ve anatomi bilgisi olmayan
kişilerce yapıldığında riskli komplikasyonlara neden olabiliyor.
Şahin SANDALCIOĞLU
Uzman Sosyolog - Refleksolog
+90532 297 9235
Kaynakça: Prof. Dr. Lale CERRAHOĞLU
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder