AKUT VE KRONİK SİNÜZİT
Sinüsler; alın, yanak ve gözlerin ardında, kafatasındaki
hava dolu boşluklardır. Her şey yolundayken, kimsenin sinüslerden söz ettiğini
duymazsınız. Sinüs adlı oyukların varlığından haberdar olmak demek, maalesef
sinüzit olmak demektir.
Sinüzit virüs, bakteri ya da mantarların neden olduğu bir
enfeksiyon yüzünden sinüslerin iltihaplanmasıdır. Üç aydan fazla devam
ediyorsa, kronik bir durumdan bahsedilebilir. Daha kısa süren AKUT sinüzit ise
genelde soğuk algınlığı gibi bir enfeksiyonun ardından görülür.
Sinüsler içerisinde sıvı birikmesi, baş ve yüzde Ağrılara ve
basınç hissine yol açar. Nefes almak zorlaşır, göz, burun ve yanak çevresinde
şişlikler meydana gelebilir. Sinüzit ayrıca ağız kokusu, ateş ve halsizlik de
yapabilir.
SİNÜZİT NASIL GELİŞİYOR?
Sinüsler, burun içini kaplayan zarla kaplıdır ve mukus
üretir. Bu şekilde hem nefes yolları nemli kalır hem de mikroplar ve toz
parçacıkları fazla ilerleyemeden temizlenir. Sinüsler bağışıklık sistemini
destekler ve ayrıca solunan havayı ısıtır. Dört ana çift sinüs vardır ve bunlar
elmacık kemiklerine, alında gözlerin üzerine, gözlerin arasına ve gözlerin
arkasına denk gelecek şekilde, yüzümüzdeki kemikler arasında yer alır. Sinüzit
ağrısı da en çok bu bölgeleri etkiler.
Sağlıklı sinüslerde bakteri ya da mikrop bulunmaması
gerekir. Genellikle mukus sinüslerden dışarı kolayca atılır ve hava da
boşluklar arasında rahatça dolaşır. Fazla mukus biriktiğinde bakteriler ve
mikroplar burada kolayca büyüyebilir.
AŞAĞIDAKİ DİĞER DURUMLARDA SİNÜZİT OLUŞABİLİR,
TETİKLENEBİLİR YA DA RİSK ARTABİLİR:
- Burun içinde büyüyen etler
- Burun kemiğindeki eğrilik ya da iyi nefes almayı
engelleyen şekil bozuklukları
- Büyük geniz eti
- Geniz akıntısı
- Gereğinden fazla burun açıcı sprey kullanmak
- İrtifa değişiklikleri (uçağa binmek ya da dalış yapmak)
- Kış aylarında soğuk ve kuru hava
- Kistik fibrozis (akciğer, pankreas, bağırsak, ter bezleri
dış salgı bezlerinde görülen, otozomal resesif kalıtımlı bir gen hastalığıdır.
Kistik dejenerasyon gösteren, yani bağ dokusu artımından
oluşan tümöral odaklar arasında yer alan sıvı toplanmasıyla belirginleşen tümör
olan kistik fibrozis hastalığı, perisinüzoidal hücreler de denilen hepatik
stellat hücrelerin, sessiz durumdan aktif duruma geçmesi şekinde tanımlanabilir.
Kistik fibrozis hastalığı, aynı anda solunum sistemi,
sindirim sistemi gibi vücudun birden çok sistem ve organını etkileyebilir.
Doğumla birlikte görülen fibrozis, bu etkileme sonucu işlev bozukluklarına
neden olur.
Akciğerlerin temiz kalmasını sağlayan salgı bezlerinin ince
ve akışkan olan sıvısı, kistik fibrozis hastalarında daha fazla yoğunlaşarak
akıcılıkları azalır. Balgam çıkarmayı güçleştiren bu durum, küçük hava
yollarının tıkanmasına yol açar. Bu kanalların tıkanması da öksürük, hırıltı,
zatürre, bronşit gibi hastalıklara neden olur. Çocukların gelişememesine,
büyümelerinin geri kalmasına neden olan kistik fibrozis, ter bezlerinde de
sorun yaratarak vücudun susuz kalmasına yol açar).
- Reflü
- Saman nezlesi ve alerjiler
- Sigara içmek
- Sinüslerde bulunan ve mukusun dışarı atılmasını sağlayan
küçük kılların bazı tıbbi durumlara bağlı olarak görevini tam olarak yerine
getirememesi
- Soğuk algınlığı
- Solunum yolları enfeksiyonları
BU BELİRTİLER GÖRÜLÜYOR
Sinüzitte yüzde, gözde ve başta ağrı vardır. Baş ağrısı
zonklayıcı şekildedir. Öksürürken, ağır bir şey kaldırırken ya da eğilirken bu
ağrılar artar. Bunun sebebi, hareketler esnasında sinüs içindeki basıncın
artmasıdır. Ağrıyan yere baskı yapıldığında, duyarlılığın arttığı görülür. Bu
ağrılar, özellikle akut sinüzitte şiddetlidir.
Sinüzitli kişilerde görülen bir diğer belirti, burun
akıntısıdır. Bu genelde tek taraflıdır ve akıntı sarı-yeşilimsi bir renktedir.
Uzun süren ya da zaman zaman ortaya çıkan burun akıntısı, iltihaplıdır ve
solunum yollarına yayılırsa öksürükle bronşite neden olabilir.
Bazı hastalarda
ses kısıklığı yapar. Boğaz ağrısı, yeterince koku alamama ve hatta diş ağrısı
hastanın şikayetleri arasındadır.
Bunların dışında hasta, çok yorgundur. Hiçbir şey yapmak
istemez. Ateşi biraz yükselmiştir. Çocuklarda da aynı belirtiler görülür fakat
hastalık biraz daha hafif seyreder.
TEDAVİ SEÇENEKLERİ
Tedavinin amacı, sinüslerin iltihaplardan temizlenmesi ve
bakterilerin yok edilmesidir. Akut sinüzit için 10 gün süren antibiyotik
tedavisi uygulanır. Doktorunuz, gerekli görürse bu süreyi uzatabilir. Ayrıca
burun açıcı bazı ilaçlar ve damlalar kullanılır.
Akut sinüzitte, ilaç tedavisinden genelde olumlu sonuçlar
alınır. Kronik sinüzitte ise, sorunun tam olarak nedeni bulunmalıdır. Genelde
burun içindeki eğrilikleri ya da kırıkları düzeltmek için cerrahi müdahale
gerekir. Kronik sinüzitte çözüm ameliyattır. Riskli bir ameliyat değildir ve
yan etkisi çok azdır.
Bu tedavilerin dışında, hastanın evde yapabileceği bazı
şeyler de var. Burnu, tuzlu su ya da buharla temizlemek ve burun damlalarıyla
açık kalmasını sağlamak hastayı rahatlatır. Ayrıca bol su içmek, mukus yapımını
artırır ve akışkan hale gelmesini sağlar.
TANISI NASIL KONUYOR?
Muayene için bir kulak burun boğaz uzmanına başvurmanız
gerekir. Şikayetlerinizi dinleyen hekim, sorduğu sorularla tanıyı koyar. Ayrıca
burun tıkanıklığı ya da görme bozukluğu gibi bulguların varlığını öğrenmek için
sizi muayene eder. Gerekirse sinüslerinizi incelemek için röntgen filmi
isteyebilir. Bunlar akut sinüzitin tanısında kullanılır. Kronik sinüzitte ise
sinüsler için bilgisayarlı tomografi gerekebilir. Ayrıca endoskopi yardımıyla
burnunuz incelenebilir.
AMELİYATIN DETAYLARI
Sinüzit ameliyatları; genel anestezi altında, burun
içerisinden girilerek sinüs kanallarını açmak için yapılır. Bu operasyonda
kullanılan yöntem, endoskopidir. Ameliyat olacak hastaların birçoğunda buruna
tampon konma korkusu vardır. Ancak bir kısmının burnuna tampon konmadan da operasyon
başarılı bir şekilde sonuçlandırılabilir.
Ameliyat sonrasında
doktorunuzun önerdiği şekilde ilaçları kullanmak gerekir. Bu şekilde sinüzitin
tekrarlama olasılığı azaltılır. Basit sinüzit ameliyatlarından sonra hastalığın
tekrarlama ihtimali çok düşüktür. Allerjiye bağlı sinüzitte hastalığın nüksetmesi
mümkündür.
Şahin SANDALCIOĞLU
Uzman Sosyolog-Refleksolog
0532 297 92 35
KAYNAKÇA: Dr.Jan Klod KAYUKA
NOT: Sağlık sorunlarından uzak kalmanın en doğal yolu 15
günde bir Refleksoloji seansı almaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder