ROMATİZMA SİZİ ÖLDÜRMEZ, AMA SÖZDE TEDAVİSİNDE KULLANILAN
İLAÇLAR ÖLDÜREBİLİR.
Avuç dolusu ilaç yutsan da faydası yok. Romatizma
hastalığında çok klasik bir hikâye vardır.
Bir gün kalktım, kolum tutmuyor, taş gibi sertim, elimi açıp
kapatamıyorum, ağrılarım var, parmak eklemimde bir şişlik oldu. Doktora gittim,
bana hemen ağrı kesici ilaçlar, antienflamatuarlar verdi. Sonra baktım ağrı
kesilmiyor, tekrar gittim. Doktor, romatoid artrit teşhisi koydu; “Kortizona
başlamamız şart” dedi. Kortizona başladım....
Avuç dolusu ilaç yutsan da faydası yok
Romatizma hastalığında çok klasik bir hikâye vardır: ‘Bir
gün kalktım, kolum tutmuyor, taş gibi sertim, elimi açıp kapatamıyorum, ağrılarım
var, parmak eklemimde bir şişlik oldu. Doktora gittim, bana hemen ağrı kesici
ilaçlar, antienflamatuarlar verdi.
Sonra baktım ağrı kesilmiyor, tekrar gittim. Doktor,
romatoid artrit teşhisi koydu; “Kortizona başlamamız şart” dedi. Kortizona başladım.
Bir süre iyiydim, sonra tekrarladı. Ağrılarım, tutulumlarım, sabah sertliklerim
arttı. Tekrar doktora gittim. Doktor kortizonun dozunu yükseltti.
Bir süre rahattım. Sonra ağrılarım tekrarlayınca doktora
gittim. Doktor kortizonun yanında bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçlar
verdi. Onları da kullanmaya başladım. İyiydim, bir dönem ağrılarım azalmıştı
ama sonra hastalığım tekrar ilerlemeye başladı, ağrılarım dayanılmaz oldu.
Tekrar doktora gittim. Doktor bu sefer ilaçların dozunu
artırdı, bir tane daha bağışıklık sistemi baskılayıcı ilaç ekledi. İlk teşhis
konulalı birkaç sene oldu. Ama ağrılarım artarak devam ediyor, hatta eklemlerim
o kadar bozuldu ki, ellerimde ayaklarımda şekil bozuklukları meydana geldi.
Evde kendi işimi yapamıyorum, yardımsız yaşayamaz oldum.
Şimdi, bana iki şahit huzurunda muvafakatname imzalatarak bir ilaç vermek
istiyorlar, bu ilacın prospektüsünü okudum. Anti-TNF dedikleri bir ilaç. Hem
tüberküloz yapıyormuş, hem kanser yapıcı etkisi varmış. Hocam korktum ne
yapayım?’
Romatizma hastası öyle bir vaziyete gelir ki, birkaç sene
içinde kullanılabilecek en tehlikeli ilaçları kullanmış, bu ilaçların yan
etkilerini görmüştür. Hastalığı düzelmemiş, iyileşmemiş, tam tersine
ilerlemiştir.
Hasta geldiğinde bir avuç kimyasal ilaç kullanır, ama
ağrılardan perişandır. Eklem harabiyeti oluşmuştur, ellerinde, ayaklarında
şekil bozukluğu vardır. Yürürken düz basamaz, günlük işlerini yapamaz. Hasta
perişan bir haldedir. Çaresizdir, kilitlenmiştir, işini göremez, günlük
hayatını idame ettiremez vaziyettedir.
Tüm hastalar bu hikayeyi yaşar.
Romatizmanın kimyasal ilaçlarla tedavi edilemediğini
anlamamız gerek. Bu ilaçlar sadece romatizmanın üstünü örter, bağışıklığı
baskılar. Kimyasal tıp şöyle bir mantık yürütür: ‘Eğer romatizma bağışıklık
sisteminin yanlış çalışmasından, aşırı çalışmasından kaynaklanan bir otoimmün
hastalıksa, ben o zaman bağışıklığı baskılayan ilaçlar vereyim, romatizmayı
düzelteyim’!
Ama vücut böyle çalışmaz. Siz bütün bir bağışıklık sistemini
baskıladığınızda, hastayı iyileştirmiş olmuyorsunuz. Nitekim hasta bu ilaçları
kullanır ama romatizması da ilerlemeye devam eder. O zaman niye bu ilaçları
veriyorsunuz? Hastalara ne faydası var? Üstelik bir de ölüm riski var.
Romatizma öldürmez ama o anti-TNF ilaçlar öldürebilir. Bu son derece ciddi bir
konudur.
Methotreksat, kanser için geliştirilen bir kemoterapi
ilacıdır ve romatizmal hastalıkların tedavisinde de yaygın olarak kullanılır.
Oysa prospektüsünü okuduğunuzda, “ölümcül ve ciddi toksik
reaksiyon” görülebileceği ve “psöriyasis (sedef hastalığı) tedavisinde
methotreksat kullanımı ile ölümler bildirildiği” yazmaktadır. Ayrıca,
“Methotreksat kullanımı ile ölümler bildirilmiştir” şeklinde dehşet verici bir
ibare daha var.
Peki, niye veriyorsunuz o zaman bu ilacı hastalarınıza?
“Bitkilerle tedavi diye birşey yoktur” çığlıkları atıyorsunuz, sonra böyle
ölümcül bir kimyasal ilacı hastalarınıza leblebi gibi dağıtıyorsunuz. Soranlara
da utanmadan “bitkisel tedaviler güvenilir değil” diyorsunuz.
Prospektüsüne “ölümcül” yan etkileri olduğunu yazınca,
Methotrexat güvenilir hale mi geçiyor? Bu ilacı reçete ediyorken
korkmuyorsunuz, ama zerdeçal reçete ederken korkuyorsunuz, öyle mi? Aklınıza
şaşayım sizin! Siz hiç zerdeçaldan veya zencefilden ölen birini gördünüz mü?
Literatürde var mı? Eğer biz Fitoterapide bu kadar ölümcül
yan etkileri olan bir tane bile bitki kullansaydık, şimdi kimyasal tıp bizi
topa tutmuştu. Oysa kimyasal tıbbın tüm tarihi, ölümcül kimyasal zehirlerle
doludur.
Allah’a şükür, biz hastalarımıza zehir vermiyoruz.
Yani romatizma sizi öldürmez, ama sözde tedavisinde
kullanılan ilaçlar öldürebilir.
Şahin SANDALCIOĞLU
KAYNAKÇA:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder