30 Nisan 2015 Perşembe

KOL KASLARI

KOL KASLARI               Yazı No:11

Kolun ön pazu kısmında üç adet, arkada ise bir adet kas vardır. Kasıldığında dirseğin bükülmesini sağlayan m. biceps brachi iki başlıdır ve pazu kası adını alır.

Pazu kasının altında yer alan diğer kaslar ise pazu kasının yardımcısıdır ve dirseği büker. Kolun arka kısmında yer alan, m. triceps brachi üç başlı tek kastır ve dirseğin gerdiricisidir.


Ön kolu kaldırmak için iki başlı kas kasılıp kısalırken üç başlı kas gevşer, ön kol indirilirken tersi olur.

TÜM SORULARINIZ VE RANDEVU İÇİN +90532 297 9235

29 Nisan 2015 Çarşamba

OMUZ KASLARI

OMUZ KASLARI                      Yazı No:10

Omuz kasları toplam 6 adettir ve tümü kürek kemiği ile kol kemiği arasında yer alıp omuz kuşağının yapısına katılarak omuz ekleminin hareketliliğini sağlar.

Omuza şeklini veren ve kol hareketini sağlayan en önemli kas, M. Deltoideus kasıdır. Omuzun kabarıklığını oluşturur ve 3 parçadır. Ön parça köprücük kemiğinden, orta ve arka parçaları kürek kemiğinin üst kısmından başlar ve bu parçalar birleşerek tendonla humerusun dış kısmına bağlanır.

Kasın ön lifleri, içe dönme ve kolu vücuda yaklaştırma, orta lifleri kolu yana yukarı kaldırma ve arka lifleri dışa dönme ile kolu geriye çekme hareketlerini yaptırır.



TÜM SORULARINIZ VE RANDEVU İÇİN +90532 297 92 35

GÖĞÜS KASLARI

GÖĞÜS KASLARI         Yazı No:9

Vücut ön kısmında önden arkaya üst üste duran ve göğüs kabartısını oluşturan iki kas bulunur. Göğüs kafesinin ön kısmıyla kol kemiği arasında yer alır ve kasıldıklarında kolu öne ve içe doğru çeker. Ayrıca bu bölgede kaburgaların arasını dolduran kaslar, solunuma yardımcı olur.


 Bunların en önemlisi büyük göğüs kası (m. Pectoralis majör) ve küçük göğüs kası (m. Pectoralis minör).



TÜM SORULARINIZ VE RANDEVU İÇİN +90532 297 92 35

28 Nisan 2015 Salı

MASAJ VE ETKİLERİ İZMİR

Omurga bir sütun gibi dizilmiş omur adı verilen küçük kemiklerden oluşur. Aralarında disk denilen bir madde bulunur. Sinir liflerinin bir araya gelmesiyle oluşan omurilik, bir kanal boyunca uzanır.

İyi bir sırt masajı, gerginliği azaltır, ağrı ve sızıları dindirir ve rahatlama sağlar. Duruş bozuklukları ve hareket hataları kasların gerilmesine ve düğümlenmesine yol açar. Masaj, kasları gevşeterek onların neden olduğu acı ve ağrıları hafifletir.


Masaj, kasları gevşetmekle kalmaz, sağlığın korunmasına da katkıda bulunur. Sinirler omurgadan başlayarak tüm vücuda dağılır, sırt masajı sinirleri doğrudan etkileyerek sinir sistemini rahatlatır. Yavaş ve ritmik hareketlerle sakinleştirici, hızlı ve çabuk hareketlerle de canlandırıcı etki yaratır.

KENDİ YERİNİZDE BAY BAYAN AYRIMI YAPMADAN MEB SERTİFİKAM İLE HİZMET VERMEKTEYİM.

TÜM SORULARINIZ VE RANDEVU İÇİN +90532 297 9235
Şahin SANDALCIOĞLU Uzman Sosyolog-Refleksolog

KARIN KASLARI

KARIN KASLARI                       Yazı No:8

Karın boşluğunun arka, yan ve ön duvarını kaplayan üst üste gelmiş yassı ve geniş kaslardır. Gövdenin sağa sola dönmesini, insan vüdunun hareketli, esnek olmasını sağlar ve karın boşluğundaki iç organlarını korur.

M. rectus abdominis (karın kası), karın bölgesinin arka duvarını sınırlar. Bu kas tek taraflı kasıldığında gövdeyi kasıldığı yöne eğer. Omurganın bel kısmında, her iki yanda bulunan kaburgalarla pelvis kemiği arasındaki açıklığı kapatan ve karın yan duvarını kaplayan kaslar m. Obliguus externus abdominis (çapraz) kaslardır.


Gövdenin dışa döndürülmesi sağlar. Gövde dış yanında yer alan 1. Ve 9. Kaburgaların ön dış yüzeylerini kaplayan kastır. Kolların öne çekilmesini ve aşağıya doğru bastırılmasını sağlayan m. Serratus anterior (dişli) kastır.


TÜM SORULARINIZ VE RANDEVU İÇİN +90532 297 92 35

27 Nisan 2015 Pazartesi

MASAJIN FAYDALARI VE ETKİLERİ

FİZYOLOJİK ETKİLERİ

1- Dolaşım Sistemine Etkileri

. Venostazı önler.
. Arteriyel dolaşımı artırır.
. Kalbin hızını yavaşlatır.
. Venöz dönüşe yardımcı olur.
. Hemodilüasyona yardımcı olur.
. Lenfa drenajını artırarak ödemi engeller.
. Düzenli olarak yapılan masaj lökosit miktarını artırarak bağışıklık sistemini güçlendirir.

2- Kas ve İskelet Sistemine Etkisi

. Kan dolaşımını artırarak kasın daha fazla besin ve oksijen almasını sağlayarak kas yorgunluk ve ağrılarını azaltır.
. Kas atrofilerini önler.
. Atrofik kasların toparlanmalarını sağlar.
. Kaslarda biriken toksik maddelerin lenfatik ve venöz dolaşıma katılmasını sağlar.
. Kasların kan dolaşımını artırarak laktik asitin kastan uzaklaştırılmasını sağlar.
. Kaslarda spazm ve krampları önler.
. Kemiğin beslenmesine yardımcı olur.
. Kireçlenmelerde etkilidir.

SİNİR SİSTEMİNE ETKİLERİ


Sedasyon etkisiyle gevşeme sağlar. Otonom sinir sistemi ve endokrin sistem üzerinde refleks etkileri vardır. Sinir sistemi üzerinde uyarıcı etkisi vardır.

KENDİ YERİNİZDE MEB SERTİFİKAM İLE HİZMET VERMEKTEYİM.

TÜM SORULARINIZ VE RANDEVU İÇİN +90532 297 9235
Şahin SANDALCIOĞLU
Refleksoloji ve Masaj Uzmanı

26 Nisan 2015 Pazar

PARASEMPATİK SİSTEM

Parasempatik sinir sisteminin nörotransmitteri asetil kolindir (ACh). Parasempatik sinir sistemi vücut hareketsiz halde iken devreye girer. Bu evrede aktif durumdadır. Sinir-kas kavşağında kasın uyarıyı alması için ACh salınır. Salınan ACh kastaki nikotinin ile birleşerek uyarıyı aktif duruma getirecek olayları tetikler (Ca salınımını arttırmak, kastaki mitokondriyi çalıstırmak gibi) böylece kas innerve edilir (uyarılır).


Vücut olaylarında yavaşlatıcı etkiye sahiptir. Kan basıncını, kalp atış hızını, kan şekerini düşürür. İdrar kesesini daraltır. Gözbebeğini küçültür. Akciğer alveollerini daraltır. Ancak sindirim etkinliklerinde tam ters etki gösterir ve hızlandırır.


Tüm sorularınız ve randevu için +90532 297 92 35

AYAK MASAJI İZMİR

AYAK MASAJI İZMİR

Ayak tarağı kemiklerinin arasını dolduran, ayak tabanını şekillendiren çok küçük kaslardır ve ayak ön yüzü, ayak tabanı kasları olmak üzere 2 gruptur.

Ayak ön yüzeyi kaslarının görevi, ayak parmaklarını yukarı kaldırmak, ayak tabanı kaslarının görevi ise ayakaltı kemerini sağlamlaştırmaktır. Ayak tabanında 4 baka halinde 15 taban kası vücut ağırlığını taşımakla görevlidir.

15 Günde bir yaptıracağınız ayak masajı (REFLEKSOLOJİ ) ile kendinizi zinde hissetmiş olmak la birlikte vücut enerjisindeki tıkanıklıklar giderilir, enerji vücuda dengeli bir biçimde yayılmaya başlar; dolayısıyla kan dolaşımı sorunları ortadan kalkar ve oksijen, hücrelere daha kolay dağılır. Lenf sistemi görevini daha iyi yapar ve vücuttaki toksinler hücrelerden daha kolay atılır.

Bay,bayan ayrımı yapmadan MEB sertifikam ile hizmet vermekteyim.

Tüm sorularınız ve randevu için +90532 297 92 35
Şahin SANDALCIOĞLU
Uzman Sosyolog-Refleksolog


SEMPATİK SİSTEM

Sempatik sistem doku ve organlara gönderdiği sinyallerle genel olarak vücudun aktivitesini, enerji tüketimini artırıcı yönde hareket eder. Örneğin sempatik sinirler kalbin çalışma hızını ve atardamarlardaki kan basıncını artırır.
 Sempatik sistem aynı zamanda organizmanın korku, öfke, dehşet, heyecan ve şiddetli ağrı gibi stres yaratan durumlarda tepki oluşturmasını sağlar.
 Örneğin kas aktivitesi gerektiren stres durumlarında, hipotalamusun uyarılmasıyla sempatik sistem organizmada bazı değişikliklere yol açar. Bunlardan bazıları kandaki glikoz yoğunluğunun artışı, atardamarlarda kan basıncının yükselmesi ve kas gücünün artmasıdır. Bu değişiklikler organizmanın stresle baş etmesinde etkili olur.


Sempatik sinir sistemi nöronları, medulla spinalisin torakal ve lumbal bölgesindeki ön ve arka boynuzunda bulunur.
 Sempatik nöronlardan çıkan sinir lifleri, spinal sinirin ön kökleri içerisinde medulla spinalisi terk ederek spinal sinirin yapısına katılırlar. Bu lifler, vertebraların her iki tarafında bulunan truncus sympathicusa gelirler. Burada bulunan ganglionlara gelen sinir liflerinin bazıları buradaki nöronlarla sinaps yaparlar. Bazıları ise doğrudan organa giderler.

TÜM SORULARINIZ VE RANDEVU İÇİN +90532 297 92 35

SIRT KASLARI

SIRT KASLARI                     Yazı No:7

Sırt kasları; yüzeysel ve derin sırt kasları olmak üzere iki gruba ayrılır. Derin kaslar, omurları birbirine bağlayan kaslardır. Omurganın sağ ve sol tarafındaki enlemesine uzanan çıkıntılar ile kaburgalar arasındaki boşlukları doldurur.

Derin sırt kasları, uzun lifler halinde kuyruk sokumu ile baş arasındaki tüm omurga boyunca sıralanır. Gövdenin dik durması ve dengede kalmasını sağlar. Omura bitişik kaslar çok kısadır ve yalnızca omurlar arasında yer alır. Derin sırt kasları, iki taraflı kasıldığında omurgayı ve gövdeyi geriye doğru çeker.

YÜZEYSEL KASLAR: m. Trapezius, sırtın en yüzeysel kasıdır. Scapulayı (kürek kemiği) ve omzu yukarı ve içe çeker. Ayrıca scapulayı aşağı doğru çeker ve orta hatta yaklaştırır. Kolun baş üzerine kaldırılmasında diğer kaslara yardımcı olur.

M. latissimus dorsi, bel ve üst sırt kasıdır ve tüm beli kaplar. Kolun kuvvetli abdüktorüdür (orta çizgiden uzaklaştırma), öne ve yukarı kalkmış olan kolu aşağıya ve arkaya çeker. Kol yukarıda sabit şekilde ise gövdeyi yukarı çeker.


M. rhomboideus majör ve M. Rhomboideus minör kasları scapulanın (kürek kemiğinin) iç kenarını içe doğru çeker. M. Levator scapula boynun arka dış kısmındadır ve scapulayı içe ve yukarı çeker. İki taraflı kasıldığında boynu arkaya çeker.


TÜM SORULARINIZ VE RANDEVU İÇİN +90532 297 92 35



25 Nisan 2015 Cumartesi

VÜCUT SIKILAŞTIRMA İZMİR

VÜCUT SIKILAŞTIRMA İZMİR

Kilo vermek hepimizi için muhteşem bir şeydir fakat bazen istemediğimiz sonuçlara neden olabilir. Zayıflamanın da beraberinde getirdiği sarkmalardan kurtulmak ve vücudu sıkılaştırmak için birçok yöntem mevcuttur. Kilo verdikten sonra hala kendinizi hantal hissetmenize ve istediğiniz şeyleri giyememenize neden olan bu sarkmalardan kurtulmanız mümkün.

Haftada 2 kez düzenli seanslarla yapılan manüel masaj ve refleksoloji desteği ile kan dolaşımı harekete geçerek sarkmış olan vücut toparlanıp sıkılaşmaktadır.Sıkı bir masaj vücudun kan dolaşımını hızlandıracağı için daha sıkı bir görünüm kazanmanıza yardımcı olur.Toplam Seans Sayı (10 - 30 )

MEB SERTİFİKAM İLE HİZMET VERMEKTEYİM.

TÜM SORULARINIZ VE RANDEVU İÇİN +90532 297 9235
Şahin SANDALCIOĞLU
Uzman Sosyolog-Refleksolog

MİMİK KASLARI

MİMİK KASLARI               Yazı No:6

Yüz ifadesinin oluşumunu mimik kasları sağlar. En önemli mimik kasları yüz çevresinde, dudaklarda ve yanaklarda bulunur.
 Bir uçları ile yüz kemikleri ve kıkırdaklara, diğer uçları ile deriye tutunmuş olarak bulunan 19 adet mimik kasından başlıcalarının görevi ağız çevresi (Orbicularis Oculi), göz kapağı (Orbicularis Oculi), alın (Frontalis) ve gülme (Zygomaticus) hareketleri ile yanak yapısını oluşturup üflemeyi (Buccinatorius) sağlamaktadır.




TÜM SORULARINIZ VE RANDEVU İÇİN +90532 297 92 35

24 Nisan 2015 Cuma

EKLEM AĞRILARI TEDAVİSİ İZMİR

EKLEM AĞRILARI TEDAVİSİ İZMİR

EKLEM AĞRILARININ REFLEKSOLOJİ İLE TEDAVİSİ

EKLEM AĞRILARI
Kireçlenme: Normal bir eklem, normal şartlarda bozulmadan uzun yıllar çalışabilir. Ancak eklemin normal yapısını zorlayan ve çalışma şartlarını ağırlaştıran durumlarda kireçleme belirtileri ortaya çıkar.

NEDENLERİ

-Yaşla eklemlere binen stresin oluşturduğu deformasyonlar
-Eklem içi kırıklar
-Yaralanmalar
-Geçirilen iltihaplı hastalıklar kireçlenmeye yol açan etmenlerdir.


BELİRTİLERİ

-Eklem ağrıları ve kireçlenme sonucu sıkışabilen sinirlerle ilgili ağrılar
-Ağır ve kas kasılması olaya hakim olur
-Eklem hareketleri sesli hisle gelir(kıtırtı)duyulur.

Kireçlenmenin en çok görüldüğü yerler diz, kalça eklemi ve omurgalar arası eklemlerdir.


Refleksoloji ile eklem ağrılarının tedavisi;

Yaşanılan yoğun Anksiyete ve stresin gerginleştirdiği ve sıvı dengesinin bozulduğu eklem bölgeleri refleksoloji ile uyarılarak gerginlik ortadan kaldırılır ve sıvı dengesi tekrar kurulur. Yaklaşık seans sayısı 12 – 20 arasındadır.


TÜM SORULARINIZ VE RANDEVU İÇİN +90532 297 9235
Şahin SANDALCIOĞLU
Uzman Sosyolog-Refleksolog

BOYUN KASLARI

BOYUN KASLARI               Yazı No:5

Boyun ile alt çene arasında ince ve yassı şekilde bulunan kaslar, ağız tabanını oluşturur. Boynun ön ve arka kısmında uyum içinde çalışan biçok kas vardır. Bu kaslar boynun normal dönüşünü ve hareketini sağlar.


Boynun ön kısmındaki altı kastan en büyüğü (M. Sternocleidomastoideus) boyun ön duvarını kaplar ve başın sağa sola hareket etmesinde görevlidir. Bu kaslar iki taraflı olarak kasılırlarsa başı geriye çeker, tek taraflı kasılmada ise başı kasılan tarafa çevirir.


TÜM SORULARINIZ VE RANDEVU İÇİN +90532 297 9235

BAŞ KASLARI

BAŞ KASLARI                                Yazı No:4


Baş kasları, yüz kasları (musculi faciales) ve çiğneme kasları olmak üzere iki grupta incelenir. Çene eklemi baş bölgesindeki tek hareketli eklem olup alt çenede kemiğe ve eklemlere etki ederek ağzın açılıp kapanmasını sağlar ve böylece çiğnemeye etki ederek besinlerin öğütülmesinde görev alır.


Eklemin hareketlerini, (M. Masseter, M. Temporalis) çiğneme kasları sağlar. Ağız iç kısmını oluşturan kaslar ise dil kemiği üstü (Hyoid üstü kaslar) kaslarıdır. Dil kemiği altı kasları ise boynun ön kısmında deri ve kas zarının altındadır.



TÜM SORULARINIZ VE RANDEVU İÇİN +90532 297 9235


23 Nisan 2015 Perşembe

Cranio- Sacral Terapi Masajı

Cranio- Sacral Terapi Masajı

Kafatasını oluşturan kemikler ve yumuşak dokular üzerine uygulanan hafif basınçlar ile serebrospinal sıvının ritminin ve akış hızının değiştirebileceği esasına dayanan bir terapi yöntemidir.

KENDİ YERİNİZDE MEB SERTİFİKAM İLE HİZMET VERMEKTEYİM.

TÜM SORULARINIZ VE RANDEVU İÇİN +90532 297 9235
 Şahin SANDALCIOĞLU

Uzman Sosyolog-Refleksolog

FİBROMİYALJİ NEDEN OLUR

FİBROMİYALJİ NEDEN OLUR?

  
Fibromiyalji terimi kaslar, tendonlar ve bağlar gibi vücuttaki lifli dokularda ağrılar olmasını anlatır. Fibromiyalji sendromu ise bu lifli dokulardaki ağrılara ve sertliklere uykusuzluk, halsizlik, unutkanlık gibi başka belirtilerin de eşlik ettiği bir fibromiyalji türüdür. Depresyon, kaygı ve uyku bozukluklarının fibromiyalji ile bağlantısı olabileceği görülmüştür. Daha çok orta yaştaki kadınlarda rastlanmakla birlikte fibromiyalji kadın, erkek, her yaştaki insanı etkileyebilir.

Fibromiyaljiye tam olarak neyin sebep olduğu hala bilinmemektedir. Bununla birlikte stres, kasların zorlanması ya da örneğin bir burkulma, fibromiyalji belirtilerini kötüleştirebilir. Hastalıkta en çok baş, boyun, omuz, karın, sırt ve kalça ağrılarından, sertlikten ve dokunmaya karşı hassasiyetten şikayet edildiğine şahit oluruz. Bazı hastalar geniş bir yüzeyde ağrı hissederken, ayrıca ağrının yoğunlaştığı hassas noktalardan da söz ederler. Hassas bağırsak sendromu, el ve ayaklarda karıncalanma ve uyku düzensizliği de fibromiyaljinin diğer sık rastlanan belirtileri olarak sayılabilir.

FİBROMİYALJİ NEDENLERİ

Fiziksel yaralanmalar, çeşitli enfeksiyonlar ya da toksinlere maruz kalmak gibi faktörlere fibromiyalji nedeni olarak işaret edilir; ama bunların gerçekten de fibromiyaljiye neden olduğu kesin olarak kanıtlanamamıştır. Bazı araştırmalara göre fibromiyaljiye yakalanmış olan kişilerin genellikle değişken bir ruh haline sahip, kaygılı kişiler oldukları sonucu ortaya atılmıştır. Ancak bu kaygılı, değişken ruh hali fibromiyaljiden mi kaynaklanıyor yoksa hastalığın ortaya çıkmasına mı neden oluyor tam olarak anlaşılamamıştır.


Araştırmacıların incelediği bir diğer hipoteze göre kişiler fibromiyaljiye yakalanır çünkü vücutları ağrıyı, diğer kişilerden farklı olarak, anormal bir şekilde yorumlamaktadır. Bu görüş, hastalığın makul açıklamalarından biri olarak kabul edilmektedir.

Kalıtımın bu hastalıkta bir rol oynayabileceği ve fibromiyaljiye yakalanma riskini arttırdığı gözlemlenmiştir. Araştırmalar sonucu fibromiyalji hastası olan kadınların çocuklarının yaklaşık % 30’unun da bu hastalığa yakalandığı ortaya çıkmıştır.

Fibromiyalji genellikle artritle ilişkili bir hastalık olarak ele alınır ancak artritin bir türü değildir. Artritten farklı olarak fibromiyalji kaslarda veya eklemlerde herhangi bir iltihap ya da hasara neden olmaz. Ancak tıpkı artrit gibi ağrılara ve halsizliğe neden olabilir.

Fibromiyaljinin tek bir nedenden dolayı değil de birkaç farklı faktörün bir araya gelmesiyle oluştuğu düşünülür. Genel olarak aşağıdaki etmenlerin fibromiyaljinin ortaya çıkmasında etkili olduğu görülmüştür:

Stresli, travmatik fiziksel ya da duygusal bir olay (örneğin bir araba kazası ya da posttravmatik stres bozukluğu)
Tekrarlanan yaralanma veya sakatlanmalar
Romatoid artrit
Lupus hastalığı
Merkezi sinir sistemi problemleri
Genlerimizin, ağrı veren durumlarda nasıl bir süreç yaşayacağımızı düzenleme şekli
Hastalık merkezli değil de hasta merkezli bir yaklaşımı benimsemiş olan fonksiyonel tıp uzmanları ise fibromiyaljiye neden olarak yukarıda sayılanlara ek faktörler de belirlemişlerdir. Bunlar:

Glüten duyarlılığı: 50’den fazla hastalığın glüten ile bir ilişkisi olduğu belirlenmiştir. Üstelik glüten intoleransı kendini çok iyi saklar çünkü belirtileri sindirimle ilgili olmaktan çok ağrı, uyku bozukluğu, halsizlik ve depresyon gibi nörolojik belirtilerdir.
BAĞIRSAKLARDA KANDİDA MANTARI: Çok az miktarda kandida mantarı bağırsaklarda doğal olarak bulunur ancak bu miktar arttığında kandida bağırsaklardan çıkıp kana karışmaya başlar. Kandidanın kana karışması depresyon, halsizlik, ağrı, zihin bulanıklığı ve sindirim sorunları gibi problemlere neden olur.
TİROİT: Tiroit bezi ve hormonlarında her şeyin yolunda gittiğinden emin olmak pek çok belirtinin önüne geçebilir. Tiroit seviyelerinin düzenlenmesi depresyon, halsizlik, uykusuzluk gibi pek çok belirtiyi engelleyebilir.
VİTAMİN EKSİKLİKLERİ: Fibromiyalji hastalarında en çok D vitamini, B12 ve magnezyum eksikliğine rastlanır. Özellikle magnezyum seviyesinin normale çekilmesiyle pek çok hastanın şikayetlerinde önemli ölçüde azalma görülmüştür.
FİBROMİYALJİ İÇİN HANGİ DOKTORA VEYA BÖLÜME GİTMELİ?

Fibromiyalji şüpheniz varsa romatoloji bölümü ve doktorları, fiziksel tıp ve rehabilitasyon uzmanları (fizik tedavi bölümü) ve dahiliye uzmanları fibromiyalji teşhisi ve tedavisi ile ilgili hastalara yardımcı olabilecek doktor ve bölümlerdir.

FİBROMİYALJİ NASIL TEŞHİS EDİLİR?

Fibromiyaljiyi teşhis etmek üzere özel bir test veya tıbbi yöntem bulunmamaktadır. Fibromiyalji tanısını bir doktor, fiziksel muayene ve hastanın tıbbi geçmişine dayanarak koyar. Doktorun Lupus hastalığı ya da artrit gibi diğer hastalıkları elemesi gerekir. Hastalığın teşhisini doğrulamak ve diğer hastalıkları elemek için birden fazla muayene ve test gerekebilir.

Fibromiyalji hastaları genellikle teşhis koyulmadan önce pek çok kez doktora gitmek zorunda kalırlar çünkü belirtiler başka pek çok rahatsızlıkla benzerlik gösterir. Laboratuvar testlerinde ağrıların fiziksel bir nedeni olmadığı görülür. Deneyimsiz bir doktor bu ağrıların gerçek olmadığını söyleyerek hastayı yanıltabilir.

HASTALIĞIN TEŞHİSİNDE İKİ KRİTER ÖNE ÇIKAR:

A.  3 aydan fazla süren ve vücudun sağ, sol, üst ve alt bölgelerini içerecek şekilde hissedilen, yaygın ağrılar fibromiyalji şüphesini doğurur.

B. Amerikalı romatoloji uzmanları tarafından vücutta 18 hassas nokta belirlenmiştir. Bu noktalardan en az 11’inde dokunmaya karşı bir hassasiyet ve rahatsızlık hissi oluşması fibromiyaljiye işaret eder . Bu noktaların tespiti ancak doktor muayenesi ile anlaşılabilir. Hangi noktaya ne kadar ağırlık uygulanacağı, hangi hassasiyetin normal karşılanıp karşılanmayacağı gibi konular bir uzman gerektirir.

FİBROMİYALJİ TEDAVİSİ

Fibromiyalji belirtileri bir dönem yoğunlaşır ve zamanla azalır ama tamamen ortadan kalktıklarına nadiren rastlanır. Ağrıların şiddeti günden güne değişiklik gösterebilir. Stres ya da hava koşulları gibi dış faktörler belirtilerin kötüleşmesine neden olabilir. Tedavi ile ağrılar bir süreliğine dindirilse de stres faktörü hastaların engellemekte zorlandıkları, ağrıları yeniden başlatan önemli bir etmendir.

Fibromiyalji tedavisinde ilaç ve ek olarak düzenli egzersiz, doğru beslenme, stresi azaltma, uykuyu düzenleme gibi ilaç dışı diğer tedavi yöntemlerine başvurulur. Tedavi tek bir koldan değil birkaç koldan ilerlemeli ve yaşam biçimini hastalığı gözeterek düzenlemeye yönelik olmalıdır.

Fibromiyalji belirtilerini azaltmak üzere sıklıkla düşük dozda antidepresan ilaçlar reçete edilir. Ayrıca sıcak kompres, hafif masaj, psikoterapi, çeşitli psikolojik danışmanlık hizmetleri gibi yöntemler belirtilerin hafiflemesinde yardımcı olabilir.

Ozon gazının doğrudan hastaya enjekte edilmesi veya kan yoluyla verilmesi şeklinde uygulanan ozon terapisi, fibromiyalji için doktor tarafından önerilebilecek bir başka tedavi yöntemidir.

Akupunktur  pek çok fibromiyalji hastasını rahatlattığı bilinen ve doktorların da önerdiği tedavi seçeneklerinden biridir. Ancak fibromiyalji çok dirençli bir hastalıktır ve bu nedenle tıpkı diğer tedaviler gibi akupunkturun da kesin bir çözüm olacağı söylenemez.

Nöral terapi, otonom sinir sisteminin iğne veya diğer yöntemlerle uyarılarak, vücuttaki elektriğin düzenlenmesi ve böylelikle vücudun iletişim ağındaki aksaklıkların giderilerek ağrıların azaltılmasını amaçlayan bir tedavi yöntemidir. Fibromiyalji ağrılarında oldukça etkili sonuçlar elde edilebilmektedir. Nöral terapi iğne içerir ancak bu iğnelerle vücuda ilaç verilmez.

TÜM SORULARINIZ VE RANDEVU İÇİN +90532 297 92 35

 Şahin SANDALCIOĞLU
Uzman Sosyolog-Refleksolog



GÖREVLERİNE GÖRE KASLAR

GÖREVLERİNE GÖRE KASLAR                                               Yazı No:3


Kaslar görevlerine göre sınıflandırılabilir. Uzaklaştırıcı (abductor) kas, vücudun bir bölümü bedenin orta çizgisinden uzaklaştıracak biçimde hareket ettiririken, yaklaştırıcı (abductor) kas, bu bölümün orta çizgiye doğru hareket etmesini sağlar.


Delta kası (m.deltoideus) omuz ekleminin büyük bölümünü örten üçgen biçiminde bir kastır; kasıldığı zaman kolu bedenden uzaklaştırır. Göğüs büyük kası (m. Pectoralis majör) yaklaştırıcıdır; kasıldığında kolu geri çeker.

Bükücü kas (flexör), ekleme bükülme hareketini yaptıran, gerdirici (extensör) kas, eklemi açarak düzleştiren kastır. Kol iki başlısı (biceps) en çok bilinen bükücüdür; ön kolu büker, yani dirsek eklemini eğerek ön kolu kol üzerine getirir. Bu kas kasılınca, kolda gençlerin göstermekten hoşlandığı bir şişlik (pazu) oluşur. Kol üç başlısı (triceps) dirsek eklemini doğrultarak ön kolu açar.

Öteki kas çeşitleri, kaldırıcı (levatör) kaslar, indirici (depressör) kaslar ve çeşitleridir. Büzücü (konstüktör) ve genişletici (dilatatör) kaslar, gözbebeği, midenin ince bağırsağa açıldığı bölümü (pylor) ve makat (anüs) gibi açıklıkları çevirir.

Büzücü kaslar, açıklığın çapını daraltır ya da kapatır. Genişletici kaslar açıklığı genişletir ya da tümüyle açarlar. Döndürücü içe döndürücüler (pronatör) içe ve aşağıya; içten dışa döndürücüler (supinatör) ise dışa yukarıya çevirir.

Bazı kasların birden çok işlevi vardır. Karako-brakiyal kas kolun hem bükücü, hem de yaklaştırıcısı, baldır ön kası (tibialis anteriör) ise, ayağın hem dışa döndürücüsü, hem de bükücüsüdür.



22 Nisan 2015 Çarşamba

EKLEM AĞRILARI

Eklem Ağrılarının Refleksoloji ile Tedavisi

EKLEM AĞRILARI
Kireçlenme: Normal bir eklem, normal şartlarda bozulmadan uzun yıllar çalışabilir. Ancak eklemin normal yapısını zorlayan ve çalışma şartlarını ağırlaştıran durumlarda kireçleme belirtileri ortaya çıkar.
NEDENLERİ
-Yaşla eklemlere binen stresin oluşturduğu deformasyonlar
-Eklem içi kırıklar
-Yaralanmalar
-Geçirilen iltihaplı hastalıklar kireçlenmeye yol açan etmenlerdir.
BELİRTİLERİ
-Eklem ağrıları ve kireçlenme sonucu sıkışabilen sinirlerle ilgili ağrılar
-Ağır ve kas kasılması olaya hakim olur
-Eklem hareketleri sesli hisle gelir(kıtırtı)duyulur.

Kireçlenmenin en çok görüldüğü yerler diz, kalça eklemi ve omurgalar arası eklemlerdir.

Refleksoloji ile eklem ağrılarının tedavisi;


Yaşanılan yoğun Anksiyete ve stresin gerginleştirdiği ve sıvı dengesinin bozulduğu eklem bölgeleri refleksoloji ile uyarılarak gerginlik ortadan kaldırılır ve sıvı dengesi tekrar kurulur. Yaklaşık seans sayısı 12 – 20 arasındadır.

KENDİ YERİNİZDE MEB SERTİFİKAM İLE HİZMET VERMEKTEYİM.

TÜM SORULARINIZ VE RANDEVU İÇİN +90532 297 92 35

LENF DOLAŞIM NEDİR

Vücudumuzun yapıtaşları olan 100 trilyon hücrenin her birinin ihtiyaçlarının karşılanması için tesis edilmiş taşıma sistemine ait atar ve toplardamar sistemi ile kanı pompalayan kalbi hepimiz biliriz. Fakat çoğumuz bu sisteme yardımcı, çok önemli işler gördürülen lenfatik dolaşım dediğimiz temizleyici sistemin farkında bile değiliz. Lenfatik dolaşım, hayatımızın devamı bakımından hayatî önemi haiz bir sistemdir.
Hayatımızın her saniyesinde, hücreler arasında biriken fazla sıvı, atık madde; protein ve büyük moleküller, lenf dolaşımının en küçük toplayıcı kanalcıkları olan lenf kılcalları ile dokular arasından alınarak lenf dolaşımına katılır. Bu sistem içindeki atık sıvıların akımı, çok yavaş yürütülür. Şâyet lenf sisteminin süzgeç gibi çalışan atıkları temizleyici fonksiyonu olmasaydı, dokular arasında biriken zararlı atıklar sebebiyle insan 2-2,5 saat içinde ölürdü.

Büyük moleküllü yabancı maddelerin dokular arasından lenf dolaşımına geçebilmeleri için, lenf kılcallarının duvarı hususi bir geçirgenliğe sahip olarak yaratılmıştır. Ancak sadece böyle bir geçirgenlik bu mükemmel sistemin işleyişini izah etmeye yetmez. Ayrıca son derece ölçülü ve hesaplı bir basınç düzenlenmesi yapılır. Dokular arasındaki basıncın artmasıyla vücutta biriktiği takdirde zararlı olacak atık maddeler, dokular arasından lenf kılcallarına doğru sızarak akar. Dokular arasındaki basınç azaldığında, bu akım da azalır. Meselâ dokular arası basınç -6 mmHg’ya düşünce lenf akımı yavaşlar, 0 mmHg’ya yükselince 20 kat artar. Lenf akımının azalıp artmasında, bilhassa kasların kasılmasının ve vücut hareketlerinin önemi vardır. Ayrıca vücuda dışarıdan baskı yapan (elbise vs.) nesneler ile herhangi bir şekilde vücudu sıkan unsurlar, lenf dolaşımına müspet veya menfî tesir eder. Dokulardan lenf kılcallarına geçen sıvı ve atıklar, daha geniş lenf damarlarıyla toplanarak akışına devam eder. Lenf damarlarının çapı geniş, lenf akımı da yavaş olduğundan bilhassa ayakta iken yer çekimi tesiriyle lenf sıvısının geri kaçma tehlikesi vardır. Lenf sıvısının dokulara geri kaçmasını önlemek için, lenf damarlarının içine boncuk gibi dizilmiş kapaklar yerleştirmiştir. Bu kapaklar sayesinde geri dönmeden lenf damarları içinde hep ilerlemek zorunda kalan lenf sıvısının yolu, damarlar arasına yerleştirilmiş şişkin düğümler hâlindeki lenf bezelerine uğrar.

Lenf düğümlerine gelen zararlı maddeler, burada, timüs bezinde eğitimini tamamlamış ve mikroplarla savaşmaya hazır hâle gelmiş komando askerleri gibi silâhlı ve eğitimli T ve B lenfosit hücreleri ile karşılaşır. Lenf bezinin histolojik yapısı, çok ince ve hassas bir süzgeç gibi iş görebilmek için yaratılmıştır. Bir süzgeç yahut kontrol istasyonu gibi çalıştırılan lenf düğümleri içinden geçen sıvının muhteviyatı ve yabancı zararlı maddeler tek tek kontrol edilerek, bakteriler ve yabancı parçacıklar tutulur. İçindeki zararlı parçacıkları tutulan lenf sıvısı, sathi ve derin büyük lenf damarlarına doğru akmaya devam eder. Hudut karakolları gibi mikropların giriş yapabilecekleri çeşitli bölgelere serpiştirilen lenf bezelerinin mükemmel işleyişleriyle, istilâcı ve zararlı organizmalar ile zehirli maddeler vücudun iç kısımlarına yayılmadan tutulur ve yok edilir. Lenf dolaşımının başlangıcı vücudun dış çevreye yakın kısımları olduğundan, lenf akımı dıştan iç taraftaki merkeze doğrudur. Bunun en önemli hikmeti, zararlı maddelerin çevreden girdikten sonra merkeze ulaşmadan yol üzerindeki lenf düğümlerinde süzülüp, buradaki hücreler tarafından temizlenmeleridir. Böyle bir akım sisteminin kendi kendine veya tesadüfen oluşması asla mümkün değildir. Çeşitli akarsu ve nehirlerden gelen nispeten kirli suların barajlarda tutulup çeşitli süzücü sistemlerden geçirildikten sonra şehir şebekesine verilmesine benzer bir sistem, vücudumuzda çok daha mükemmel şekilde mevcuttur.
Ağız, burun gibi dışa açık organlar başta olmak üzere, çeşitli yollarla bedenimize giren bakteriler, toksinler ve yabancı maddeler önce lenf düğümlerindeki T lenfositler tarafından yutulur (fagositoz) ve sonra da parçalanarak tesirsiz hale getirilir. Zararlı parçacıklar bu şekilde yok edilemeyecek yapıdaysa, hastalıklı bölgeye takviye olarak, özel askerî birlikler konumunda olan B lenfositler vasıtasıyla üretilen antikorlar sevk edilerek, zararlı atıklar yok edilir.
Çeşitli üst solunum yolu enfeksiyonlarında, diş apselerinde, parazit enfeksiyonlarında ve bazı kanser hastalıklarında lenf bezeleri şişer. Lenf bezelerinin şişmesi, vücutta zararlı maddelerin ve bu maddelerle harbe tutuşan lenf hücrelerinin varlığını gösterir. Lenf düğümlerinde süzülüp yok edilen zararlı maddelerin kalıntıları ve antikorlar, lenf bezelerinden geçerek dışarı atılma sürecine girebileceği gibi bazen de lenf bezesini şişirebilir ve normalde elimize gelmeyen bezeler, muayene sırasında elimize gelir. Lenf düğümlerinden süzülen sıvı; baş, boyun, kol, bacak, kasık ile karın içi organlardan, ana lenf damarına gelir. Buradan da toplardamar (vena) sistemiyle normal kan dolaşımına katılır.
Lenf dolaşımı ve lenfatik dokuların yerleşimi
Açık alanlardaki lenfatik dokular: Bağırsak kanalı, göz ve boğaz gibi dış ortama doğrudan veya dolaylı açık yerlerdeki mücadele için lenfatik dokular, ‘organ’ şeklinde büyük anatomik yapılar biçiminde yaratılmıştır. Gözdeki plica seminularis, boğazımızdaki bademcikler (tonsiller), ince ve kalın bağırsak arasına yerleştirilmiş apandis (appendix) bu yapıdaki organlardır. Ağız ve burun gibi açık alanlardan hava ve gıdalarla birlikte vücuda giren zararlı maddeler, lenf organı olan bademciklerle tutularak içeriye girmelerine müsaade edilmez.
Kapalı alanlardaki lenfatik dokular: İç organlara ve cilt altlarına yerleştirilen tespih taneleri şeklindeki lenf bezeleridir. Bu tip kapalı alanlarda, doku arasındaki sıvı, lenf kılcalları vasıtasıyla lenf bezelerine girer ve burada zararlı maddeleri süzüldükten sonra tekrar lenf damarında toplanır. Lenf dolaşımı içinde vazife alacak lenfosit hücrelerin üretim yeri, kemik iliği ve karaciğerdir. Buralarda üretilen acemi askerler mesabesindeki lenfositlerin, savaşacak hâle gelmeleri için eğitim aldıkları yer ise timüs bezidir.
Merkezî sinir sistemi, göz küresi, iç kulak, epidermis (derimizin kuru olan en üst tabakası) ve kıkırdak dokularında lenf kılcalları bulunmaz. Çünkü bu dokular kanla doğrudan beslenmediği için, kan dolaşımları yoktur. Bu dokulara ait hücreler, en yakınlarındaki diğer dokulardan difüzyonla beslenir. Hikmeti Sonsuz Rabbimiz, dolaşım sistemi kurmadığı bu dokulara lenf dolaşımı da koymamıştır. Zira bu dokularda toplardamar kılcallarından dokular arasına dökülecek yabancı madde ile toksin bulunmaz.
Manuel Lenf Drenaj Masajı nedir? Nasıl uygulanır?
MLD (Manuel Lenf Drenaj) Masajı, Lenf sisteminin elle manipüle edilerek bloke olmuş lenf sıvısının serbest akımının sağlanması tekniğidir. Sempatik Sinir Sistemi’ne etki ederek, ağrıları azaltır ve derin rahatlık sağlar. Bağışıklık sistemini güçlendirir ve lenf akımını hızlandırır.
Manuel Lenf Drenaj’ın Tarihçesi nedir?
1930 yılında Dr. E. Vodder,  insanların kronik üst solunum sıkıntılarını gözlerken, Lenfatik Dolaşımı incelemeye başlar. Bu inceleme Dr. Vodder’in, MLD Masajı’nı geliştirmesiyle sonuçlanacaktır. Dr. Vodder’den sonra ise bu konuda uzmanlaşan birçok kişi kendi tekniklerini geliştirmişlerdir.
 Manuel Lenf Drenaj Masajı ne gibi sıkıntılara iyi gelir?

MLD Masajı, aşağıdakiler de dahil pek çok durumda yardımcı olur:
Ödem ve şişlik  Şiş topuklar, bacaklar vb.
 Toksin birikmesi
  Selülit ve kilo problemi
Akne ve diğer cilt problemleri
Ameliyat öncesi ve sonrası sıkıntılar
Ödem ve iyileşme sürecine destek
Yara izleri - eski ya da yeni
Kabızlık ve hazımsızlık
Hormonal dengesizlikler
Ergenlikte
Hamilelik öncesi ve sonrası
Menopoz sıkıntıları
 PMS - regl öncesi gerginlik

Göğüslerde hassasiyet

TÜM SORULARINIZ VE RANDEVU İÇİN +90532 297 92 35

MANUEL LENFA DRENAJI MASAJI İZMİR

Manuel Lenfa Drenajı Masajı: İZMİR
Dr. Vodder'in geliştirmiş olduğu, dokularda ödem birikimini önlemek veya meydana gelmiş ödemin drenajını sağlamak amacıyla lenf yollarını uyardıktan sonra lenf sıvısının bu yollara iletilmesini sağlamak amacıyla yapılan bir masaj türüdür.

KENDİ YERİNİZDE MEB SERTİFİKAM İLE HİZMET VERMEKTEYİM.
TÜM SORULARINIZ VE RANDEVU İÇİN +90532 297 9235 
Şahin SANDALCIOĞLU
Refleksoloji ve Masaj Uzmanı

DERİN DOKU MASAJI İZMİR

Derin Doku Masajı: İZMİR

Kronik ağrılar, hareket kabiliyetinde kısıtlanmalar, postural problemler, kronik kas gerginlikleri, fibromiyalji gibi durumlarda, derinde yer alan kas, faysa ve konnektif dokulara düşük tempo ile derin baskılar uygulayarak yapılan masajdır.

KENDİ YERİNİZDE MEB SERTİFİKAM İLE HİZMET VERMEKTEYİM.
TÜM SORULARINIZ VE RANDEVU İÇİN +90532 297 92 35 
Şahin SANDALCIOĞLU

Uzman Sosyolog-Refleksolog

KLASİK MASAJ İZMİR

Klasik Masaj: İZMİR
Anatomik ve fizyolojik esaslara dayalı olarak, Vena ve Lenfa sistemi istikametinde çeşitli manipulasyonlar uygulayarak genel bir gevşeme sağlamak, dolaşımı hızlandırmak, kaslardaki gerginliği azaltmak amacıyla uygulanan bir masajdır.

KENDİ YERİNİZDE MEB SERTİFİKAM İLE HİZMET VERMEKTEYİM.
TÜM SORULARINIZ VE RANDEVU İÇİN +90532 297 9235
 Şahin SANDALCIOĞLU Uzman Sosyolog-Refleksolog

TOPUK DİKENİ VE TEDAVİSİ

Topukta ağrı genellikle topuk dikeni diye adlandırılır ve kalkaneus (topuk kemiği) altında görülen, dikene benzeyen sivri çıkıntının topuğa battığı düşünülür. Oysa asıl sorun, plantar fasya denen topuk ile parmaklar arasında yelpaze gibi uzanan ayak üçgeninin tabanını oluşturan güçlü dokunun sertliği, spazmı ve kısalığı sonucunda yük aldıkça esnemesi ve topuktan kopmaya çalışmasıyla yangı oluşturmasıdır.

Topuk ve çevresinde birbirine karışan ağrılar tanıyı zorlaştırabilir. Bazen topuğun medialinde yani iç tarafında bazen tam ortasında bazen dışında, bazen da aşil yapışma yerinde görülür. Sinir sıkışmaları, tendinitler olayın sebebi olabildiği gibi meridyen ağrıları, iyileşmeyen, dirençli durumlarda akla getirilmelidir.

Örneğin medialde böbrek noktası lateralde de mesane noktaları bulunur. Refleksoloji de tam topuk ortasındaki ağrı bölgesi siyatik sinirini temsil eder.
Topuk dikeni olan hastalarda bacakta, dizde, bel fıtığı şeklinde bel ve kalça ağrıları, kramp ve uyuşmalar da bulunabilir.

 Yapılan kortizonlu iğneler bir süre işe yarasa da ağrılar tekrarlayabilir. Sabah kalkınca ilk adımlarda şiddetli ağrı, sonradan rahatlama ve gün sonunda yeniden yorgunlukla artan ağrı vardır.
Refleksoloji Terapisinde düzenli seans alındığında tedavi vücudun kendi kendisini iyileştirici mekanizmalarını geliştirmesine yardımcı olduğu için, hastalık bir kez iyileşirse tekrarlama şansı düşüktür. Bu yüzden seanslar düzenli alındığında kalıcı olmaktadır.


Ayak problemlerinden ve her türlü sağlık sorunundan uzak kalmanın en kolay yolu Refleksoloji Terapisi dir.
TÜM SORULARINIZ VE RANDEVU İÇİN +90532 297 92 35

İSKELET KASI

İSKELET KASI                                                              Yazı No:2

İskeleti oluşturan kemiklere yapışık olarak bulunan bu kaslar istemli çalışır. İskelet kasları, enine çizgiler meydana getiren kas hücreleri ve bunların arasındaki bağdokusundan meydana gelmişlerdir. Bu nedenle çizgili kas olarak da bilinir. İskelet kası istenilen hareketin yapılmasını sağlar. Boyun, kol, bacak, göz, dudak, solunum ve dışkılama gibi hareketler bu kaslar sayesinde yapılır.

Kaslar, iskelete başlangıç ve yapışma yerlerinden bağlanır. Her kasın en az bir başlangıç, bir de yapışma yeri vardır. Başlangıç yeri, kas kasıldığı zaman durumu değişmeyen uçtur. Örneğin kol ve bacak kaslarında başlangıç yerleri, genellikle gövdeye en yakın uçlardır. Yapışma yerleri ise, kas kasıldığı zaman hareket eden uçtur.

Kol ve bacak kaslarında yapışma yerleri genellikle bedene en uzakta olan uçlardır, brakiyo-radiyal kas, kol kemiğinin (humerus) alt bölümünden başlar ve ön kolun döner kemiğinin (radius) alt bölümüne yapışır.

Birden fazla kasın demet şeklinde bağlanması gerektirdiği yerlerde ‘tendonlar’lar (kas kirişi) oluşur ve kas bunlarla kemiklere tutunur. Bazı kasların birden çok başlangıç ya da yapışma yeri vardır. İskelet kasının yüzeyini ince bir zar kaplar ve buna akzar denir.

Kasların sert yerlerde kolay kaymalarını sağlamak için kasların kemik çıkıntılarına denk gelen yerleri altında kaygan ve içi sıvı dolu yastıklar bulunur. Kas tonusu, kasların dinlenme durumundaki gerginliğidir. Bütün kaslar tonusta olduğu zaman vücudun normal duruşu sağlanmış olur.

TÜM SORULARINIZ VE RANDEVU İÇİN +90532 297 92 35


21 Nisan 2015 Salı

NASIL ZAYIFLARIM - ZAYIFLAMA YÖNTEMLERİ

NASIL ZAYIFLARIM - ZAYIFLAMA YÖNTEMLERİ

REFLEKSOLOJİ İLE NASIL ZAYIFLARIM

Beynin açlık tokluk merkezi ile midedeki bölgelerin uyarılmasını hedefleyen komplike bir çalışmadır. Akupunkturda olduğu gibi beyinde tokluk hissi uyandırır fark ana sinirler yoluyla beyinin ilgili bölgesine sinirlerin gönderilmesi daha etkili sonuç alınmasını sağlar. Mide yavaş yavaş çalıştırılır ve zayıflama gerçekleşir. Sağlıklı ve doğal bir zayıflama yöntemidir. 

HASTANIN NEDEN DOLAYI ŞİŞMAN OLDUĞUNUN BİLİNMESİ GEREKİR

Tiroidin olduğu sempatik sistemi devreye soktuğunuzda tiroid hızlanır, parasempatik sistemi devreye soktuğunuzda bağırsaklar gevşer ve salınımı daha kolay sağlar. Bu anlamda refleksolojiyle zayıflanır.

Ama sempatik sistemden tiroidlerin olduğu bölgeye bası uygulandığında hiper tiroid meydana gelebilir. Bu anlamda refleksolojinin dikkat edilerek yapılması gerekir.

TÜM SORULARINIZ VE RANDEVU İÇİN +90532 297 9235
Şahin SANDALCIOĞLU
Uzman Sosyolog-Refleksolog


KAS SİSTEMİ

KAS SİSTEMİ                                                                                      Yazı No:1

Vücudun hareketi için iskelet sistemi, eklemler ve kas sistemi bir bütün oluşturur. Kassal hareketliliği sinir sistemi sağlar. Beyin ve omurilikteki sinir hücreleri kaslara uyarıları vererek hareketi başlatır ve sürdürür.

İnsan vücudunda yaptıkları işe göre büyüklüğü ve şekli değişen 600’ den fazla kas bulunur. Bu kasların ortak fiziksel özellikleri uyarabilme, kasılabilme, esneklik, uyarıları iletme ve vizkozite (kasın kendini zorlayan kuvvete karşı gösterdiği direnci) dir. Görevleri ise, yürüme, koşma, ağırlık taşıma vb. hareketi sağlamak, iskeleti ve iç organları korumak, soğuk havalarda iskelet kasının istem dışı kasılmasıyla ısı üretimini sağlamaya çalışmaktadır.

KAS TİPLERİ

İnsan vücudunda üç ana tip kas vardır. Bunlar; iskelet kasları ya da çizgili kaslar (bilinçli olarak kontrol edebildikleri için istemli kaslar), düz kaslar ya da çizgisiz kaslar (bilinçli olarak kontrol edilemedikleri için istemsiz kaslar) ve kalbin özelleşmiş kas dokusu olarak gruplandırılır.

DÜZ KASLAR

Lifleri çok ince olduğu için çizgisiz kas olarak değerlendirilir. İnsan, yaşadığı süre içersinde bu kaslar istem dışı çalışmaya devam eder. Mide, bağırsak, solunum sistemi ve kalp gibi iç organların hareketini sağlayan kaslardır.

Kalp kası ayrı bir grupta değerlendirilir, çünkü çizgili kas olmasına rağmen istem dışı çalışıp çizgisiz kas özelliği gösterir.

SELÜLİT MASAJI VE ÇÖZÜMLERİ İZMİR

Selülit Masajı Ve Çözümleri: 

Selülit Tedavisi Selülit tedavisinin en önemli ayağı masajdır. Selülit oluşumunun başlıca nedeni dolaşım bozukluğudur. Kan ve lenf dolaşımındaki bozukluk ve yağ dokusundaki artış toksik madde birikimine yol açar. Selülit Masajı kan ve lenf dolaşımını harekete geçirir ve dokuların taze oksijen ile dolmasını sağlar. Selülit Masajı, deri altı kan dolaşımını iyileştirerek damarların çapının daraltılması ve kanın bacaklardan düzenli olarak akmasını sağlar. Böylece bozuk kan dolaşımının yeniden düzenlenmesi, hücrelere daha iyi oksijen gitmesi ve toksit maddelerin vücuttan atılması sağlanır.
Selülit tedavisinde etkili olan iki tür masaj vardır. Dolaşım masajı ve Lenfa drenaj masajı
Dolaşım masajları

Kan ve lenfatik dolaşıma yöneliktir. Bu masaj deri altı kan dolaşımını aktive ederek, dokunun canlanmasını sağlar. Dolaşım masajı derialtı kanı dolaşımını iyileştirir. Özellikle de kanın bacaklardan göğüs’e doğru gitmesini sağlar. Belirli noktalara parmakla bastırıldığında ve belirli lenfatik düğümler istikametinde hareket edildiği takdirde kullanılmış lenf atılıp yenilenir.
Lenfa drenaj masajı

Lenf bezlerine uygulanan lenf drenaj masajı yöntemiyle kan dolaşımını hızlandırılarak vücuttaki ödemin ve toksit maddelerin dışarı atılması sağlanmaktadır. Bu masajlar özellikle lenf dolaşımı üzerinde etkilidir. Lenf sisteminin elle manipüle edilerek bloke olmuş lenf sıvısının serbest akımının sağlanması tekniğidir.Toplam Seans Sayısı (10 - 30 )

MEB SERTİFİKAM İLE HİZMET VERMEKTEYİM.

TÜM SORULARINIZ VE RANDEVU İÇİN +90532 297 9235
Şahin SANDALCIOĞLU
Uzman Sosyolog-Refleksolog

20 Nisan 2015 Pazartesi

OLUŞUM MERİDYENİ

OLUŞUM MERİDYENİ

Oluşum Meridyeni / Ying meridyen

Oluşum meridyeni döllenme anında, başka bir deyişle hayatın başlangıç anında oluşur.

Bu meridyen makat ile cinsel organlar arasından başlar, vücudun ön bölümünden yukarı çıkarak alt dudağın ortasında son bulur. Bir iç kol da dudakları içine alarak gözlere çıkar. Bu meridyen solar pleksus’tan geçer.

Oluşum meridyeni diğer yin meridyenlerini (akciğer, dalak/pankreas, kalp, böbrek, kan dolaşımı/perijard, karaciğer meridyenlerini) yönetir.

Yine bu meridyenin geçtiği ve Yin meridyenlerini birbirine bağlayan nokta, göğüs kemiğinde (sternum) yer alır.

Bu meridyendeki düzensizlik, kısırlık ve konuşma sorunları yaratabilir.


TÜM SORULARINIZ VE RANDEVU İÇİN +90532 297 9235
Şahin SANDALCIOĞLU
Uzman Sosyolog-Refleksolog

19 Nisan 2015 Pazar

İDARE MERİDYENİ

İDARE MERİDYENİ

İdare Meridyeni / Yang meridyen

Bu meridyen kuyruk sokumundan başlar, sırttan yukarı çıkarak, başı geçer ve alından yüze inerek üst dudakta sonuçlanır.

Bir iç kol da ayrıca kalça (pelvik) bölümünden başlar ve yukarıya, böbreklere doğru çıkar.
İdare meridyeni bütün yang meridyenlerini (mide, incebağırsak, hormon, kalınbağırsak, idrar torbası ve safrakesesi meridyenlerini) idare eder.

İdare meridyenin geçtiği, başımızın en üst noktasında, tüm yang meridyenlerini birbirine bağlayan nokta bulunur. Bu noktanın diğer tüm yang meridyenleri yönettiği kabul edilir.

İdare meridyenindeki dengesizlik belkemiği ve sinir sistemi sorunları yaratabilir.


TÜM SORULARINIZ VE RANDEVU İÇİN +90532 297 9235 Uzman Sosyolog-Refleksolog

KARACİĞER SORUNLARI

KARACİĞER SORUNLARI

KARACİĞER VE MERİDYENLER

Karaciğer Meridyeni / Yin meridyen
Eş meridyen: Safrakesesi meridyeni
Organın en çok Ch’i enerjisi aldığı saatler 24.00-02.00

Bu meridyen ayak başparmağının arkasından başlar, cinsel organlara doğru çıkar, karın bölgesini geçerek meme ucunun altında son bulur.

Bu organ Ch’i enerjisini ve kanı her yöne dağıtır. Uzakdoğu düşüncesine göre karaciğer iç organların hareketlerindeki dengeyi sağlamak ile görevlidir.

Karaciğer, metabolizmanın en önemli organlarından biridir. Proteinleri işlemek, toksinleri etkisiz bırakmak, kan şekeri oranını dengelemekten başka, karaciğer glikojen depolar ve bunu glikoza dönüştürüp, gerektikçe vücuda glikoz verir. Beynimiz glikoz depolamadığı için, karaciğerin bu görevi yaşamsal önem taşır.

Bu meridyen sinir sistemini kontrol ettiğinden psikolojik sorunlarda da önemli rol oynar. Hayata gösterilen ilgi ya da ilgisizlik bu meridyendeki denge ile sıkı bir ilişki içindedir.

Karaciğer meridyenindeki tıkanıklık, karaciğer, dalak, mide sorunları, cinsel organlarda egzama, herpes, düşük sperm sayısı, iktidarsızlık, cinsel arzularda azalma, filebit, ayak başparmağında gut, mantar, ayrıca varis ve diz ağrılarına da yol açabilir.


Sağlıklı yaşam için ayda bir kez refleksoloji yada komple vücut masajı yaptırmanız için küçük bir anlatım.

TÜM SORULARINIZ VE RANDEVU İÇİN +90532 297 9235
Şahin SANDALCIOĞLU
Uzman Sosyolog-Refleksolog


17 Nisan 2015 Cuma

SAFRAKESESİ SORUNLARI

SAFRAKESESİ SORUNLARI

SAFRAKESESİ VE MERİDYENLER 

Safrakesesi Meridyeni /  Yang meridyen
Eş meridyen: Karaciğer Meridyeni
Organın en çok Ch’i enerjisi aldığı saatler 22.00-24.00

Bu meridyen, gözün dış köşesinden başlayıp, şakakları geçip, omuzlara iner ve baştanbaşa bütün vücudu geçerek ayak küçük parmağının iç bölümünde son bulur.

Eğer karaciğer stratejik planlar yapan askeri bir lider ise, safrakesesi de Çinliler’e göre yüksek rütbeli bir asker olup, önemli kararlar alır. Diğer organlarda toksin, atık ve yabancı maddeler dolaşırken, safrakesesi saf, temiz bir sıvı taşır.

Hemen hemen tüm vücudu, kollar hariç, baştan aşağıya inen, en uzun meridyen, safrakesesi meridyenidir. Bu meridyen ‘’karar vermek, yargılamak’’ ile görevli olduğu için, kızgınlık ve ani kararlar Ch’i enerjisinin bu organda gereğinden fazla olmasıyla ilişkilidir.

Bununla birlikte, kararsızlık da bu organdaki enerjinin gereğinden daha az olduğuna işaret olabilir.
Uzunca bir yol katettiği için, safrakesesi meridyenindeki tıkanıklık, bir çok soruna yol açabilir.

Şakaklarda ağrı, boyunda ağrı ve tutukluk, göz ve kulaklarda zayıflık, omuz ve kasıklardaki ağrılar, kalçadaki romatizma ağrısı, diz sorunları, ayak dördüncü parmağında nasır, astım ve zona bu meridyendeki tıkanıklıktan gelen sorunlar olabilir.


TÜM SORULARINIZ VE RANDEVU İÇİN +90532 297 9235
Şahin SANDALCIOĞLU
Uzman Sosyolog-Refleksolog

16 Nisan 2015 Perşembe

TRİPLE BURNER - ÜÇLÜ ISITICI MERİDYEN

TRİPLE BURNER VE MERİDYENLER 

Üçlü Isıtıcı (Triple Burner) Yang Meridyen

Eş meridyen: Perikard Meridyeni
Organın en Ch’i enerjisi aldığı saatler 20.00-22.00

‘’Üçlü Isıtıcı’’ Çinliler’in kullandığı bir terimdir. Bu meridyen hiçbir organda denk gelmediği halde Uzakdoğu düşüncesine göre bütün organlar bu meridyen tarafından korunur. Aslında böbreklerdeki Ch’i enerjisini ısıtıp vücudun yukarı bölümüne yollar.

Bu meridyen dördüncü parmağın (yüzük parmağı) dış tarafından kola doğru tırmanır, enseden geçerek gözün dış üst tarafında sona erer.

Üçlü ısıtıcı meridyeni, aynı zamanda vücut ısısının ve sinir sisteminin dengesinden sorumludur. Hipofiz bezini kontrol eder. Kalp ve karın bölgesindeki organların duygulara tepkisini, iştah ve susama mekanizmasını düzenler.


Bu meridyendeki tıkanıklık, gözün arka bölümünde ve dış köşesinde ağrı, kulaklarda sorunlar, omuz ağrısı, kollarda tutukluk ve ağrı, yüzük parmağında egzama, siğil, gene bu parmağın tırnağında beyaz lekelere neden olabilir.

TÜM SORULARINIZ VE RANDEVU İÇİN +90532 297 9235
Şahin SANDALCIOĞLU
Uzman Sosyolog-Refleksolog

15 Nisan 2015 Çarşamba

KALP DIŞ ZARI SORUNLARI VE TEDAVİSİ

KALP DIŞ ZARI SORUNLARI VE TEDAVİSİ

KALP DIŞ ZARI VE MERİDYENLER 

Perikard (Kalp Dış Zarı) Meridyeni (yin) meridyen
Eş meridyen: Üçlü Isıtıcı (triple burner)

Organın en çok Ch’i enerjisi aldığı saatler 18.00-20.00

Bu meridyen göğüsten başlayıp, kolu izleyerek ele iner ve ortaparmağın dördüncü parmağa yakın köşesinde biter.

Bu meridyenin en önemli görevi, kalbin yorulmasını önlemektir. Perikard, içinde kaygan bir zar tabakası barındıran lifli bir torba gibidir. Stres ya da şok etkileri kalbe gitmeden ilk olarak bu zarda kendini gösterir.

Perikard kalbi koruma görevini yerine getiremeyecek kadar zayıf ise, olumsuz dış etkenler doğrudan kalbi etkileyeceklerdir.

Bu meridyendeki zayıflık, kol atlarında acı ve şişkinlik, dirseklerde egzama, sıcak avuçlar, el ortaparmağında egzama, siğil ve bu parmağın tırnağında beyaz lekelere neden olabilir.


TÜM SORULARINIZ VE RANDEVU İÇİN +90532 297 9235
Şahin SANDALCIOĞLU
Uzman Sosyolog-Refleksolog

14 Nisan 2015 Salı

BÖBREK SORUNLARI VE TEDAVİSİ

BÖBREK SORUNLARI VE TEDAVİSİ

BÖBREK VE MERİDYENLER 

Böbrek Meridyeni Yin Meridyen

Eş meridyen: İdrar Torbası Meridyeni (yan)
Organın en çok Ch’i enerjisi aldığı saatler 16.00-18.00

Bu meridyen, ayağın altından başlayıp bacağın arkasından yukarıya doğru çıkar. Üst bacaktan sonra bedenin ön tarafında göğüs kafesi üzerinde yükselerek köprücük kemiğinin hemen altında son bulur.
Böbrekler Ch’i enerjisinin depolandığı yerdir. Doğuma, gelişime ve olgunluğa katkıda bulunurlar. Daha önce de vurgulandığı gibi, Doğu düşüncesinde Ch’i enerjisi insan hayatının özü ve kaynağıdır, insanın gelişimi için gerekli olan ‘yaşamsal güç’ tür. Bütün organlar görevlerini yerine getirebilmek için Ch’i ile beslenir.

Böbrekler de bu enerjiyi depoladıklarından, vücuda yaşamsal etkinliği ve canlılığı sunarlar. Vücuttaki su, toksinleri idrar yoluyla dışarı atar. Kan, böbreklerden geçerek temizlenir. Böbreklerin iyi çalışmaması toksinlerin birikmesine, kan dolaşımının iyi yapılmamasına yol açar.


Bu meridyendeki tıkanıklık, yüksek tansiyon, akciğerlerde tıkanıklık,  göğüste kist, mesane sorunlar, kasıklarda egzama ve mantar, cinsel sorunlar, kısırlık, varis, alt bacağın arkasında flebit, şiş ayak bilekleri, ayak tabanlarında yanma, acıma, egzama ve mantara yol açabilir.

TÜM SORULARINIZ VE RANDEVU İÇİN +90532 297 9235
Şahin SANDALCIOĞLU
Uzman Sosyolog-Refleksolog

13 Nisan 2015 Pazartesi

İDRAR TORBASI SORUNLARI VE TEDAVİSİ

İDRAR TORBASI SORUNLARI VE TEDAVİSİ

İDRAR TORBASI VE MERİDYENLER 

İdrar Torbası Meridyeni
Yang meridyen Eş meridyen: Böbrek Meridyeni (yin)
Organın en çok Ch’i enerjisi aldığı saatler 14.00-16.00

Bu meridyen sinir sisteminin yerini tutmaktadır.
Gözün buruna yakın köşesinden başlar, başın arkasından ayaklara kadar iner ve ayak küçük parmağının dış köşesinde son bulur.

Mesane, böbreklerden gelen idrarı alır ve dışarıya atar.
Bu meridyen, vücuda gereken sıvı miktarından da sorumludur. Aynı zamanda böbreğe ‘yaşamsal güç’ yani Ch’i enerjisi depolamasında yardımcı olur. İdrar torbası iyi çalışmaz ise sistem geri kalan bölümü de toksinlerle zehirlenir. İdrar torbası meridyeni, omurilik ve çevresindeki sinirler üzerinden geçtiği için kişinin psikolojisi üzerinde büyük rol oynamaktadır.


Bu meridyendeki tıkanıklık, baş ağrısı, saç dökülmesi, omurilikte tutukluk, ense ve bel ağrıları, hemoroit, siyatik ağrıları, zayıf ayak bilekleri, bükülmüş ayak parmaklarına neden olabilir.

TÜM SORULARINIZ VE RANDEVU İÇİN +90532 297 9235
Şahin SANDALCIOĞLU Uzman Sosyolog-Refleksolog

12 Nisan 2015 Pazar

KALP SORUNLARI

KALP SORUNLARI

KALP VE MERİDYENLER 

Kalp Meridyeni
Yin meridyen / Eş meridyen: İncebağırsak Meridyeni (yan)
Organın en çok Ch’i enerjisi aldığı saatler 12.00-14.00

Bu meridyen kol altından başlayarak, koldan aşağı iner ve el küçük parmağının 4. Parmağa yakın olan köşesinde biter.
Kalp, kan ve damarlar ile ilişkilidir. Kan dolaşımını düzenler.

Uzakdoğu düşüncesinde kalp meridyeninin düşünce ve duygular üzerinde de etkisi olduğuna inanılır.


Bu meridyendeki tıkanıklık, kolun iç tarafında ağrı, uyuşma, el küçük parmağında ağrı veya tutukluk, yine bu parmağın tırnağında beyaz lekelere neden olabileceği gibi, uykusuzluk, unutkanlık, histeri nöbetleri ve mantıksız hareketler gibi sorunlara yol açabilir.


TÜM SORULARINIZ VE RANDEVU İÇİN +90532 297 9235
Şahin SANDALCIOĞLU Uzman Sosyolog-Refleksolog

11 Nisan 2015 Cumartesi

MERİDYENLER VE REFLEKSOLOJİ

MERİDYENLER VE REFLEKSOLOJİ
Uzakdoğu düşüncesine göre dengesizlik, kişinin evrensel yaşam gücünün meridyenlerde tıkanması ile olur. (Yaşam enerjisinin) meridyenlerde tıkanması da bazı semptomların ortaya çıkmasına neden olur.
Meridyen bilgisi olan bir refleksolog bu semptonları dikkate alarak sorunlara hızlı bir çözüm getirebilir. Örneğin mide meridyenindeki tıkanıklık aynı anda larenjit, tiroid bezi dengesizliği, kabızlık, diz ağrıları gibi birbiriyle görünürde ilişkisi olmayan sorunlar getirebilir. Geleneksel tıpta bu ilişki görülmeyebilir ama meridyen terapisinde bu ilişki açıktır. Zira mide meridyeni bitin bu organlardan geçer ve bu meridyendeki tıkanıklık, enerjinin mide meridyeninin üzerinde yer alan organlara dengesiz dağılmasına neden olur.
Meridyenler hakkında bilgisi olan refleksolog, kişinin şikayetlerini göz önünde bulundurarak, enerjinin hangi meridyenlerde tıkandığını bilir ve sadece sorunu taşıyan organları değil de, tıkanıklık gösteren meridyen yolundaki bütün organları uyararak enerjinin vücuda daha dengeli yayılmasına yardımcı olabilir.
Düzenli refleksoloji terapisi, meridyenlerde tıkanmış enerjinin dengeli bir şekilde akıp, organlara dengeli bir biçimde yayılmasına yardımcı olur.


TÜM SORULARINIZ VE RANDEVU İÇİN +90532 297 9235
Şahin SANDALCIOĞLU
Refleksoloji ve Masaj Uzmanı

İNCEBAĞIRSAK SORUNLARI VE TEDAVİSİ

İNCEBAĞIRSAK SORUNLARI VE TEDAVİSİ

İNCEBAĞIRSAK VE MERİDYENLER 

İncebağırsak Meridyeni 

Yang meridyen Eş meridyen: Kalp Meridyeni (yin)
Organın en çok Ch’i enerjisi aldığı saatler 10.00-12.00

Bu meridyen, el küçük parmağının ucundan başlar, kolun dış bölümünden omuza çıkar, enseden dönerek yanaktan geçer ve gözün dış köşesinden kulağa doğru dönerek biter.
Bu meridyen (arınmışı ve arınmamışı ) birbirinden ayırmakla görevlidir. İncebağırsak midede başlayan ayırma ve absorpsiyon (emme) işlevini devam ettirerek kalınbağırsağın görevini etkiler. Kalınbağırsağa katı atıkları geçirmenin yanı sıra, incebağırsak, dışkıya katılacak atık sıvı oranını da denetler. Bazı sıvılar incebağırsak tarafından vücudun tekrar kullanımı için bir kez daha emilir; bazıları ise vücuttan atılmak üzere böbreklere nakledilir.

Bu meridyen vücudun beslenmesinde ve zihin-beden zindeliğinde önemli rol oynar.

Bu fizyolojik temizleme işlevinin yanı sıra psikolojik arınma da düşünceler ve duygular düzeyinde olur. Bu meridyendeki enerjinin sorunsuz akması, duygularımızı, düşüncelerimizi ve yaşadığımız deneyimleri sindirmemizi de olumlu şekilde etkiler.


Omuzda ve dirsekte tutukluk, el küçük parmağında artrit, siğil, yine aynı parmağın tırnağında beyaz lekeler, kulaklarda sorunlar, bazı diş ağrıları, yüzdeki trigeminal nevralji ve boğaz çevresindeki lenflerde şişme, bu meridyendeki tıkanıklıktan kaynaklanıyor.

TÜM SORULARINIZ VE RANDEVU İÇİN +90532 297 9235
Şahin SANDALCIOĞLU
Uzman Sosyolog-Refleksolog