MASKELİ DEPRESYON NE DEMEK?
BU BELİRTİLER SİZDE DE VARSA MASKELİ DEPRESYON GEÇİRİYOR
OLABİLİRSİNİZ.
“Depresyon, insanın duygu alanındaki sorunların başında
gelen bir duygudurum bozukluğudur ve çağımızın en yaygın psikiyatrik
hastalığıdır. Duygudurum çöker kişi; neşesiz, isteksiz, yorgun, bitkin,
tahammülsüzdür, hiçbir şeyden zevk alamadığını söyler. Ancak depresyondaki
kişilerin bazılarında depresyon bu belirtilerle ortaya çıkmaz. Daha çok
bedensel hastalık belirtileri şeklinde ortaya çıkar. Buna da ‘Maskeli
Depresyon’ denir”
MASKELİ DEPRESYONUN BELİRTİLERİ
Maskeli depresyonda belirtiler çok çeşitlidir, bütün vücut
sistemleri ve fonksiyonları ile ilgili olabilir ancak en sık görülenleri baş
ağrısı, bel, sırt, boyun, eklem ağrıları, gezici vücut ağrıları olmak üzere
halsizlik, yorgunluk, bitkinlik baş dönmesi, kulak çınlaması, nefes darlığı,
çarpıntı, sindirim sistemi şikayetleri, bulantı, şişkinlik solunum sistemi
sorunları, cilt sorunları, cinsel şikayetler, vs. dir.
Ama asıl altta yatan neden depresyondur. Bu grup kişiler,
başlangıçta bedensel şikayetlerle hekimlere başvurur, doktor doktor gezer ve
durmadan bir sürü tetkikler yaptırırlar ama somut bir sonuca ulaşamazlar.
Belirtilerin büyük çoğunluğu anksiyeteye (kaygı ve bunaltı) bağlı olarak ortaya
çıkar.
Örneğin; kaygı ağrıya neden olur, ağrı kaygıyı daha da
artırır, artan kaygı artan ağrıya neden olur ve bir kısır döngü oluşur. Bunun
yanında; fobik, obsesif belirtiler, hastalık korkusuyla sürekli uğraş
(hipokondriazis), alışılmadık şekilde alkol-madde kullanmaya yönelme, cinsel
davranışlarda, uyku ve yeme alışkanlıklarında beklenmedik değişiklikler, aile,
iş ve arkadaş ortamlarından uzaklaşma gibi belirtiler de örtülü depresyonun
sinyalleri olabilir.
Maskeli depresyonda depresyonun bilişsel ve duygusal
bileşenleri yok veya çok zayıftır, bedensel belirtiler baskındır. Bazı
hastalarda duygusal ve bilişsel bileşenler olmakla birlikte kişi bunları dile
getirmek istemez.
Ülkemizde ve diğer doğulu toplumlarda maskeli depresyon daha
yaygındır. Çünkü insanlar duygularından söz etmek istemezler, bunun kendileri
için bir eksiklik ve yetersizlik olduğunu düşünürler. Toplumun psikiyatrik
sorunlara yönelik olumsuz ve ilgisiz algısı da bu tutuma yol açabilmektedir.
Öte yandan doktor, “Bedeninde sorun yok, sadece sıkıntın
var” dediğinde bir çok yeterli bilgiye sahip olmayan kişi yakınları, empati
yerine öfke duyup “Bak bir şeyin yokmuş, her şey senin elinde, istesen turp
gibi olursun, iyi olmayı istemiyorsun…” gibi sözler söyleyebiliyorlar.
Bu da zaten alıngan olan depresif kişinin “Kimse beni
anlamıyor” diye düşünmesine ve depresyonunun artmasına neden olabiliyor. Bu
nedenle kişi de çoğu zaman bilinçdışı olarak sıkıntısını bedenselleştirerek
göstermeyi tercih eder.
Böylece daha fazla ilgi ve şefkat göreceğini düşünür.
Maskeli depresyon kadınlarda çok daha sık görülür Bunun nedenleri; Kadının olumsuz duygularını dışa vurmasının
çevre tarafından hoş karşılanmaması, Kadınlarda agresyonun (engellenme sonucu
saldırganlık) dışa yansıtılamayıp daha çok içe yönelmesi, erkeklerde daha çok
dışa yansıtılması, Bedensel yakınmaların getirdiği ikincil kazanç
beklentisidir.
Şahin SANDALCIOĞLU
Uzman Sosyolog-Refleksolog
+90532 297 92 35
Kaynakça: Psikiyatr Dr. Gıyasettin Ekici
PANİK ATAK HASTALIĞININ TEDAVİSİ NEDEN ÖNEMLİDİR?
Vakaların %40-80’inde majör depresyon dediğimiz tablo
hastalığa eklenip, durumu ağırlaştırmaktadır. Kişilerin bahsetmesine karşın
intihar riski yüksektir.
Hastaların %20-40’nda madde ve alkol bağımlılığı
görülmektedir.
Kişi ilerleyen dönemde eve bağımlı hale gelebilmekte ya da
hastane,eczane gibi yerlere yakın olmayı yeğlemektedir.
PANİK ATAK TEDAVİSİNDE REFLEKSOLOJİ
Depresyon tedavisine ek olarak panik atakta otonom sinir
sisteminin düzenlenmesi ve troid bezinin çalışma düzeninin sağlanması
amaçlanmaktadır.
REFLEKSOLOJİ İLE DEPRESYON TEDAVİSİ
Depresyonun ortaya çıkmasında etkili olan seratonin
eksikliğinin giderilmesi için bu bezi kontrol eden beynin ilgili noktalarını
uyarmayı amaç edinir. Ayrıca düşünce bozukluğunun da kaynağı olan frontal lob
bölgesi uyarılarak depresyonun temeline inilmeye çalışılır.
STRES REFLEKSOLOJİ İLİŞKİSİ
Amerikan tıp derneği tarafından yapılan bir araştırmaya göre
,tüm hastalıkların %75’inin temelinde stres faktörünün bulunduğu
belirlenmiştir.Duke Üniversitesi Tıp Merkezi araştırmacıları kalp rahatsızlıklarının
temelinde stres olduğunu belirlediler.
Bu ve bunu gibi birçok çalışma gösteriyor ki sadece stresten
uzak durarak bile kendimizi hastalıklardan büyük ölçüde koruyabiliriz. Sağlıklı
yaşamın ana şartlarından birtanesi de Stresten uzak kalmaktır.
Refleksoloji Hastalıklarda vücudun doğal iyileştirme
mekanizması ile uyum içerisinde aklın , vücudun ve ruhun tedavisi için
kullanılmaktadır.
Refleksoloji , lenf dranajı ve venöz dolaşım üzerinde sinir
yoları üzerinden similasyon yöntemiyle kas gevşeme sistemini çalıştırır ve
yoğun bir rahatlama oluşturur.Böylelikle vücut hastalıklarla mücadele yeteneği
sağlayacak bir gevşeme sağlar.
Refleksoloji stres için ayaklardaki sinir izdüşümlerine
karşılık gelen böbreküstü bezleri, böbrek, mesane, sinüs, beyin ve kalp ile
ilgili alanları üzerinde durarak vücudumuz üzerinde stresi oluşturabilecek
organların gevşemesini sağlar ve bir rahatlama meydana getirir.Bu uygulama
sonuçları Temmuz ayı 1993 yılında Çin Refleksoloji sempozyumunda
açıklanmıştır.Buna göre ;
Uygulamaya katılanların %40 ‘nda tam bir tedavi sağlanmış ,
%35 nde büyük ölçüde geliştirilmiş olduğu görülmüştür. Katılımcıların %15 inde
yumuşak gelişmeler gözlenirken %10 da ise hiçbir gelişme gözlenmemiştir.
Refleksoloji, bugün tamamlayıcı tıp olarak yer almaktadır.
(GELENEKSEL VE TAMAMLAYICI TIP UYGULAMALARI REFLEKSOLOJİ YÖNETMELİĞİ 27 EKİM
2014 TARİHLİ RESMİ GAZETE’DE YAYIMLANARAK YÜRÜRLÜĞE KONULMUŞTUR.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder