24 Haziran 2016 Cuma

PERİFERİK SİNİR ZARARLANMASI

PERİFERİK SİNİR ZARARLANMASI

•             Periferik sinir hücresinin başlıca üç tip zararlanma modeli söz konusudur:
1)            Waller dejenerasyonu,
•             2) Aksonal dejenerasyon,
•             3) Segmental demiyelinizasyon

WALLER DEJENERASYONU:

•             Periferik sinirin aksonunun herhangi bir yerinde herhangi bir nedenle (travma, infarktüs, uzamış veya şiddetli baskı gibi) hasarlanması ve bütünlüğünün bozulması sonucunda oluşan zararlanmadır.

AKSONAL DEJENERASYON:

•             Periferik sinir hücre gövdesinin veya aksonunun hasarı söz konusudur.
•             Nedeni çoklukla metabolik veya toksikdir.
•             Prognozu en kötü olan zararlanma tipidir.

SEGMENTAL DEMİYELİNİZASYON:

•             Miyelinli sinir liflerinde, periferik sinir aksonunda bir hasar olmaksızın etrafındaki Schwann hücresinde ve/veya miyelin kılıfında hasar söz konusudur.

TRAVMATİK PERİFERİK SİNİR ZARARLANMALARI:

•             Periferik sinirlere her tür travma (ateşli silah yaralanması, kesici aletle yaralanma, elektrik çarpması, yanıklar, ezilmeler gibi), en hafifinden en ağrına değişik derecelerde sinir zararlanmasına yol açar.
•             Periferik sinir içindeki tüm sinir lifleri aynı derecede zararlanmaya uğrayabileceği gibi, zararlanmanın şiddetine ya da tipine göre, aynı sinir içindeki farklı lifler farklı türde zararlanmaya da uğrayabilir.
•             Periferik sinirin bir noktasından elektriksel bir uyarı verilip, uzak bir noktasından aksiyon potansiyellerinin kaydı yapılarak periferik sinirlerde ileti hızı ve buna göre sinir liflerinin tipleri tespit edilebilir.

 PERİFERİK SİNİR ÖZELLİKLERİ

•             Erlanger ve Gasser memeli sinir liflerini A, B ve C gruplarına, A grubunu da daha sonra α,β,γ ve δ liflerine ayırmıştır.

•             A lifleri en hızlı iletilen en kalın miyelinli liflerdir.

•             B lifleri daha ince miyelinli olup preganglionik otonomik efferent lifleri içerir.

•             C lifleri küçük çaplı miyelinsiz lifleri içerir.

•             Postganglionik otonomik efferent lifler ve ağrı, ısı duyumunda görevli somatik afferent liflerin çoğunluğu bu gruptadırlar.

•             En kalın miyelinli aksonların çapları 20µm kadarken miyelinsiz aksonların çapları 0.2- 3.0µm arasında olup en çok 1.5µm civarındadır.

•             Genellikle, herhangi bir sinir lifinin çapı arttıkça iletim hızı artar.

•             Daha büyük aksonlar esas olarak proprioseptif duyu ve somatik motor işlevle ilgilidir.

•             Daha küçük aksonlar ağrı ve sıcaklık duyusu ve otonomik fonksiyonlara hizmet eder.

•             Arka kök C lifleri ağrı ve sıcaklık reseptörlerine ek olarak dokunma ile diğer cilt reseptörleri ile oluşturulan uyarıları iletir, fakat sadece ağrı ve sıcaklık bilinç düzeyine ulaştırılır.


•             iletim hızı ve lif çapındaki farklılıklara ek olarak, periferik sinirlerdeki liflerin çeşitli sınıfları hipoksi ve anestetik maddelere duyarlılıkları bakımından da farklılık gösterirler.
•             Bu olgunun fizyolojik olduğu kadar klinik önemi de vardır.
•             Lokal anestetikler A grubundaki dokunma liflerini etkilemezken önce grup C liflerindeki iletimi deprese ederler.


•             Aksine. sinir üzerindeki bası; motor, dokunma ve basınç liflerindeki iletimin kaybına neden olabilirken ağrı duyusu nisbeten sağlam kalır.

•             Bu tipte örnek, koldaki sinirlerin kompresyonuna neden olacak şekilde kolları başlarının altında uzun süre uyuyan kişilerde bazen görülür.

Şahin SANDALCIOĞLU
Uzman Sosyolog – Refleksolog
+90532 297 9235

Kaynakça: Prof. Dr. Yüksel KOÇYİĞİT


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder