25 Şubat 2016 Perşembe

ARAÇ TUTMASI VE NEDENLERİ

ARAÇ TUTMASI VE NEDENLERİ
Birçok insan, yaşamlarının bazı dönemlerinde araç tutması yaşayabilir ( okyanusta seyreden bir tekne ya da gemide, türbülansa giren bir uçakta, uzun bir araba ya da tren yolculuğunda veya eğlence parklarındaki aletlerde).

Araç tutması; terleme, baş ağrısı ve bitkinlikle başlayıp bulantı, baş dönmesi ve kusmayla devam eder. Birçok durumda belirtiler, hareketin sona ermesinin ardından hızla kaybolur. Buna karşın belirtiler, bazı kişilerde sonraki günlerde de sürebilir.

Araç tutması, beynin çeşitli sinir sistemi bileşenlerinden gönderilen bilgi akışına bağlı olarak, vücudun dengesiyle hareketini değerlendirmesiyle ilgilidir.

İçkulak, gözler ve kaslardaki gerilim algılayıcılarının gönderdiği sinyaller, beynin vücudun mekan içindeki konumunu saptamasına olanak tanır.

Beyne birbiriyle çelişen mesajlar gönderildiğinde araç tutması belirtileri ortaya çıkar. Örneğin, hareket eden bir araç içinde kitap okuyan kişinin gözleri herhangi bir hareket sinyali göndermezken, içkulak, harekete işaret eden mesajlar gönderir.

NOT: Sağlık sorunlarından uzak kalmanın en doğal yolu 20 günde bir; Sağlık Bakanlığınca Tamamlayıcı Tıp olarak onaylanan Refleksoloji seansı almaktır.
GELENEKSEL VE TAMAMLAYICI TIP UYGULAMALARI REFLEKSOLOJİ YÖNETMELİĞİ 27 EKİM 2014TARİHLİ VE 29158 SAYILI RESMİ GAZETE’DE YAYIMLANARAK YÜRÜRLÜĞE KONULMUŞTUR.

Şahin SANDALCIOĞLU
Refleksoloji ve Masaj Uzmanı
GSM: +90532 297 9235

KAYNAK
Prof. Dr. David Tracey
Prof. Dr. Peter Baume
Prof. Dr. Kurt H. Albertine
Prof. Dr. Laurence Garey
Prof. Dr. Frederick Rost
Prof. Dr. Phil Waite




22 Şubat 2016 Pazartesi

KULAK ÇINLAMASI VE TEDAVİSİ İZMİR

KULAK ÇINLAMASI VE TEDAVİSİ İZMİR

KULAK ÇINLAMASI (ÇINLAMA – TİNNİTUS)
Çınlama, çevreden gelen herhangi bir dış ses olamadığında kulaklardan birinde ya da her ikisinde bir ses işitme hissidir. Ses, bir vızıltı ya da çınlama, yüksek frekanslı bir ıslık ya da inilti veya daha karmaşık olabilir; bu durum, sürekli ya da aralıklı olarak ortaya çıkabilir.

Çınlama, çok sayıda olası durumun belirtisidir.(böbrek enerjisi dengesizliği, boyunda kireçlenme); genellikle de yüksek sese maruz kalma sonucu kulağın hasar görmesi, yaşa bağlı işitme kaybı veya ortakulak iltihabı sonrası ortaya çıkabilir.

Hızlı bir ses, damar sorunlarına işaret edebilir ve belirli bazı ilaçlar, uzun süre kullanılırsa içkulağı etkileyebilir.

Vestibülokoklear sinir üzerindeki tümörler ya da bu sinirin zarar görmesi; şakak kemiği, alt çene kemiği eklemiyle ilgili sorunlar; orta kulaktaki kemiklerin sertleşmesi (otoskleroz); baş ve boyun yaralanması ve Meniere hastalığı sonucu da oluşabilir.

Geleneksel Çin tıbbı, çınlamanın olası nedenlerinden birinin böbrek enerjisi dengesizliği olduğunu belirtip tedavi olarak; Shiatsu, Refleksoloji uygulayarak iyileşme elde edip bazı hastalarda ise rahatlama sağlandığı gözlemlenmiştir yapılan araştırmalar sonucunda.

NOT: Sağlık sorunlarından uzak kalmanın en doğal yolu 20 günde bir; Sağlık Bakanlığınca Tamamlayıcı Tıp olarak onaylanan Refleksoloji seansı almaktır.
GELENEKSEL VE TAMAMLAYICI TIP UYGULAMALARI REFLEKSOLOJİ YÖNETMELİĞİ 27 EKİM 2014TARİHLİ VE 29158 SAYILI RESMİ GAZETE’DE YAYIMLANARAK YÜRÜRLÜĞE KONULMUŞTUR.

Şahin SANDALCIOĞLU
Uzman Sosyolog-Refleksolog
GSM: +90532 297 9235

KAYNAK
Prof. Dr. David Tracey
Prof. Dr. Peter Baume
Prof. Dr. Kurt H. Albertine
Prof. Dr. Laurence Garey
Prof. Dr. Frederick Rost
Prof. Dr. Phil Waite


19 Şubat 2016 Cuma

DENGE SORUNLARI VE TEDAVİSİ

DENGE SORUNLARI VE TEDAVİSİ
Bedenin konumundaki değişiklikler, yarı dairesel kanallardaki farklı duyusal algılayıcılar, içkulaktaki otolit organlar ve gözlerin yanı sıra eklemlerle kaslardaki beyne mesaj ileten algılayıcılar tarafından kaydedilir.

Sinirler, motor kaslar ve eşgüdümle hareketi denetleyen kaslarla birlikte bu organlar, vücudun dengesini sağlar.

Bu organlarla geçitlerin herhangi birinde bozukluk, dengenin bozulmasına neden olur. İçkulak enfeksiyonu (labirintit), yarı dairesel kanalları etkileyerek denenin bozulmasına yol açar.

Odanın, kişinin çevresinde dönmesine neden olacak kadar şiddetli denge bozukluğuna yol açan baş dönmesi, Meniere hastalığı ya da diğer kulak hastalıklarının belirtisi olabilir.

Beyne yeterince kan ve dolayısıyla oksijen gitmemesi de, dengeyi etkileyebilir.

Kansızlık, kalp hastalıkları ve kan dolaşımıyla ilgili hastalıklar, baş dönmesine, baygınlığa ve denge kaybına neden olabilir.

Hareket hastalığı araba, gemi, uçak ve atlıkarıncayla hızlı trenler gibi eğlence aletlerindeki tekrarlanan hareketlerin yol açtığı bir rahatsızlıktır.

Belirtileri, mide bulantısı ve kusmadır. Çocuklarda daha yaygın olan hareket hastalığı, yaşlılarda yarı dairesel kanallar harekete karşı daha az duyarlı hale geldiğinden zamanla geçer.

NOT: Sağlık sorunlarından uzak kalmanın en doğal ilaçsız iyileşme yolu Sağlık Bakanlığınca Tamamlayıcı Tıp olarak onaylanan Klinik Refleksoloji seanslarıdır.

GELENEKSEL VE TAMAMLAYICI TIP UYGULAMALARI REFLEKSOLOJİ YÖNETMELİĞİ 27 EKİM 2014TARİHLİ VE 29158 SAYILI RESMİ GAZETE’DE YAYIMLANARAK YÜRÜRLÜĞE KONULMUŞTUR.

Şahin SANDALCIOĞLU
Uzman Sosyolog-Refleksolog
GSM: +90532 297 9235

KAYNAK
Prof. Dr. David Tracey
Prof. Dr. Peter Baume
Prof. Dr. Kurt H. Albertine
Prof. Dr. Laurence Garey
Prof. Dr. Frederick Rost

Prof. Dr. Phil Waite

8 Şubat 2016 Pazartesi

ADET ÖNCESİ SENDROMU VE TEDAVİSİ

ADET ÖNCESİ SENDROMU VE TEDAVİSİ

Adet öncesi sendromu (PMS-premenstrüel sendrom) asetten önceki birkaç gün ortaya çıkan bir dizi fiziksel ve psikolojik belirtileri anlatır. Kadınların yüzde 80-90 kadarı üreme yaşlarının bir kısmında PMS yaşar, buna karşın sadece yüzde 5 kadarı ciddi belirtiler bildirir.

Bazı vakalarda PMS geriye, ovulasyona kadar uzanabilir; az sayıda kadın PMS benzeri şikayetleri daha sonra olmadan sadece ovulasyon zamanında yaşar. PMS en sık 30 yaş üzeri kadınlarda, özellikle de yıllar boyu hamilelik veya doğum kontrol hapları ile kesilmeyen doğal adet dönemleri yaşayanlarda görülür.

PMS’nin batı ülkeleri dışında daha az görüldüğü öne sürülür; ama bu muhtemelen diğer sosyal faktörlerden çok daha sık hamilelik ve emzirme ile ilişkilidir. Ayrıca adet gören primatlarda da (rezus maymunları ve babunlar) PMS davranış karakteristikleri görüldüğü bildirilmiştir.

Çoğu kez sendroma eşlik eden fiziksel rahatsızlıklar kilo alma, sıvı tutulması, leğen boşluğunda ağırlık veya şişkinlik hissi, göğüslerde duyarlılık ve büyüme, cild lekeleri, baş ağrısı, kabızlık, sık idrara çıkma, diş eti kanaması ve ağızda ülserlerdir.

Varisli damarlar, migren ve sivilceler gibi durumlar daha da kötüleşebilir. Tiroid büyüyebilir ve kan şekeri hafifçe yükselebilir.

Psikolojik ve davranışsal değişiklikler arasında herhangi bir olaya yoğunlaşamama, yorgunluk, ruh durumunda hızlı değişiklikler, sinirlilik ve depresyon vardır. PMS bazı ceza davalarında hafifletici  sebep olarak alınır ama bu diğer alanlarda kadınların sorumluluk alması gereken durumlarda onlara zarar verir.

İntihar veya intihar düşünceleri ve kaza sonucu ölümlerin adet döneminin sonlarında daha çok görüldüğü bildirilmiştir. Belirtiler sadece ovulasyon ve adet arasında oluştuğu, adetin başlamasından sonraki birkaç saat içindeyse, ortadan kalktığı zaman PMS’ye bağlı olarak sınıflandırılabilir.
PMS’yi açıklamak için birçok teori ortaya atılmıştır. Muhtemel psikolik sebepleri arasında adete karşı olan olumsuz sosyal ve kültürel tavırlar ve önceden var olan psikolojik veya psikiyatrik sorunların bilinçsiz olarak adetle ilişkilendirilmesi vardır.

Prolaktin, insülin, kortizon ve androjenlerle ilgili hormonal dengesizliklerin neden olabileceği varsayılmıştır.

Biçok hekim progestoren eksikliği veya progesteron östrojen oranlarının değişmesi ile basit bir açıklama bulunabileceğine inanır. Buna karşın, PMS’nin ergenlik veya hamilelik sonrası gibi hormonal değişiklik zamanlarında ortaya çıkması hormonal faktörlerle en azından bir ilişki olduğu gösterse de, PMS yaşayan kadınlarda yapılan hormon seviseyi çalışmaları, bu teorileri kesin olarak onaylamayı başaramamıştır.

Belirtilerin geniş bir çeşitlilik göstermesi ve nedeni hakkındaki belirsizlik PMS tedavisini zorlaştırır. Fiziksel ve psikolojik belirtilerin günlük bir listesini tutmak, tedavi için hangi belirtinin göz önünde bulundurulacağı konusunda yardımcı olabilir.

B6 vitamini, sıvı tabletleri, prostoglandin bloke edicileri, antideprasnlar ve düşük dozlarda progesteron denenmiştir; fakat bazı kadınlarda rahatlık sağlamalarına karşın genel olarak başarılı olamamışlardır.

Doğum kontrol hapları ile normal adet döngüsünün hormonal düzenini değiştirmek bazı kadınlarda PMS’yi yatıştırabilir ama diğerlerinde belirtilerin şiddetlendiği yolunda. Yumurtalıkların cerrahi olarak alınması (ooforektomi) şiddetli vakalarda son çare olarak ara sıra kullanılır.
Hamilelik veya tüplerin bağlanmasının PMS üzerinde herhangi bir etkisi olduğuna dair yeterli kanıt yoktur.

Adet öncesi şikayetleri azaltmak için Shiatsu, Refleksoloji düzenli yapıldığında, özellikle dalak ve karaciğer meridyenlerindeki kan ve enerji akımlarını düzenleyerek adet öncesi gerginliği düşürdüğü görülmüştür yapılan araştırmalarda.

 GELENEKSEL VE TAMAMLAYICI TIP UYGULAMALARI REFLEKSOLOJİ YÖNETMELİĞİ 27 EKİM 2014TARİHLİ VE 29158 SAYILI RESMİ GAZETE’DE YAYIMLANARAK YÜRÜRLÜĞE KONULMUŞTUR.

Şahin SANDALCIOĞLU
Uzman Sosyolog-Refleksolog
+90532 297 9235

KAYNAK
Prof. Dr. David Tracey
Prof. Dr. Peter Baume
Prof. Dr. Kurt H. Albertine
Prof. Dr. Laurence Garey
Prof. Dr. Frederick Rost
Prof. Dr. Phil Waite




6 Şubat 2016 Cumartesi

TOPALLAMA AĞRI NEDENLERİ VE TEDAVİSİ

TOPALLAMA AĞRI NEDENLERİ VE TEDAVİSİ

İSKEMİ
İskemi, vücudun belli bir bölümüne oksijenli kanın eksik ulaşmasıdır. Genellikle kan damarlarındaki bir hastalıktan kaynaklanır (en yaygın olarak damar sertliği); ancak bir yaralanma veya kan pıhtılaşmasının ardından oluşan atardamar tıkanmasından da kaynaklanabilir.

Eğer bacak atardamarları etkilenmişse, iskemi bacak kramplarına ve topallamaya, yürürken ağrıya yol açar. Eğer kalp etkilendiyse, göğüs ağrısı veya kalp krizi oluşabilir.
Beyindeki iskemi geçici iskemik nöbete (TIA-beynin bir bölgesinde kan akımının geçici olarak kesilmesi) veya inmeye neden olur.

NOT
Her ayakta 7000 üzerinde sinir ucu 26 kemik 107 bağ ve 19 kas vardır.
Refleksologlar ayak tabanını bir fihrist olarak görürler yada bir uzaktan kumanda vücudun tüm noktalarına ulaşmamızı sağlayan bir kumanda…

Yeryüzündeki bütün canlıların sinir sistemi vardır… Ayrıca her organın bir damar sistemi vardır… Refleksoloji kılcal damarları konu edinir. Bu damarlar insanlarda ayak tabanı ve ellere kadar uzanır.
Kılcal damarlar kanın boşaltım organı olan ayakların belli noktalarına kanı taşırlar ve orada boşaltırlar. Bu işlem sırasında eller by-pass görevi görür. Ve boşaltımda herhangi bir problem kanın temizlenmemesine yol açabileceğinden hastalıklara sebep olur.

Refleksoloji, vücuttaki tüm bezler, organlar ve diğer kısımlar ile bağlantılı olarak ayak ve el refleks bölgeleri olduğundan yola çıkan bir bilim dalıdır.

Refleks bölgeleri tedavisi, bu refleks bölgelerine başparmak ve parmakların uygulanmasıyla yapılan manuel metot olup; GELENEKSEL VE TAMAMLAYICI TIP UYGULAMALARI REFLEKSOLOJİ YÖNETMELİĞİ 27 EKİM 2014TARİHLİ VE 29158 SAYILI RESMİ GAZETE’DE YAYIMLANARAK YÜRÜRLÜĞE KONULMUŞTUR.

Şahin SANDALCIOĞLU
Uzman Sosyolog-Refleksolog
+90532 297 9235

KAYNAK
Prof. Dr. David Tracey
Prof. Dr. Peter Baume
Prof. Dr. Kurt H. Albertine
Prof. Dr. Laurence Garey
Prof. Dr. Frederick Rost
Prof. Dr. Phil Waite





4 Şubat 2016 Perşembe

DÜŞÜK TANSİYON NEDENLERİ VE TEDAVİSİ

DÜŞÜK TANSİYON
Hipotansiyon veya düşük kan basıncı, kan basıncının ortalama ölçü olan 120/80mm Hg’den düşük olmasıdır. Çoğunlukla düşük tansiyonun zararı yoktur ve bazı kişiler için tansiyon değerlerinin ortalamasına göre normaldir (hatta uzun yaşam beklentisine işaret edebilir).

Düşük tansiyonun nedeni bazen damarların etrafındaki uyarımlardan doğan baygınlık, aldesteron hormonunun düşüklüğü, şeker hastalığı, tabes dorsalis veya Parkinson gibi bir hastalık olabilir.
Özellikle antidepresanlar gibi bazı ilaçların düşük tansiyon etkisi olabilir.

Çoğunlukla düşük tansiyonun belirtisi yoktur ve başka nedenlerle yapılan tıbbi kontroller sırasında saptanır. Düşük tansiyonu olan kişi doktora, özellikle de ayağa hızlı kalktığında baş dönmesi ve bayılma şikayetiyle gidebilir.

Vakaların çoğu tedavi olmadan iyileşir. Varsa, altında yatan nedenin tedavisi hastalığı iyileştirecektir. Eğer düşük tansiyon kullanılan ilaçlara bağlıysa, ilaçların bırakılması gerekebilir.
Bu nedenle en iyi tedavi önlem almaktır.

SAĞLIKLI KALMANIZ İÇİN 20 GÜNDE BİR REFLEKSOLOJİ YAPTIRMANIZ İÇİN KÜÇÜK BİR ANLATIM.

Şahin SANDALCIOĞLU
Uzman Sosyolog-Refleksolog
+90532 297 9235

KAYNAK
Prof. Dr. David Tracey
Prof. Dr. Peter Baume
Prof. Dr. Kurt H. Albertine
Prof. Dr. Laurence Garey
Prof. Dr. Frederick Rost
Prof. Dr. Phil Waite





3 Şubat 2016 Çarşamba

YÜKSEK TANSİYON - ÖNLEMLERİ - ÇÖZÜMLERİ

YÜKSEK TANSİYON - ÖNLEMLERİ - ÇÖZÜMLERİ

YÜKSEK TANSİYON VE REFLEKSOLOJİ
Yüksek tansiyon, (yüksek kan basıncı) atardamarlardaki yüksek basınçtır (gerilim). Dinlenme sırasındaki normal kan basıncı 120/80’dir ve genellikle 100/60 ve 140/90 arasındadır. Sistolik kan basıncı (ÜST SAYI) KALP KASILDIĞINDA VE DOLAŞIMA KAN POMPOLADIĞINDAKİ EN YÜKSEK BASINCI GÖSTERİR.

Diyastolik basınç (alt sayı), bir kasılmanın ardından kalbin rahatladığı zamanki en düşük kan basıncıdır.

Kan basıncı kişiden kişiye ve zamandan zamana değişse de, kan basıncı 14/90 veya üzerinde olan bir kişinin yüksek tansiyonu vardır. Kalp krizi, inme, zaman zaman topallama ve böbrek yetmezliğine yol açan damar sertliğinin nedenlerinden biri yüksek tansiyondur.

Yüksek tansiyon onlarca yıl sessizce sürebilir; tanısı yapıldığında zaten vereceği zararı vermiştir. Yüksek tansiyon olanlar, sigara içenler, aşırı kilo, fazla tuzlu beslenenler özellikle risk altındadır.
Stresin ve alkol tüketiminin de etkileyen etmenlerden olduğu düşünülmektedir.

Vakaların yüzde onunda, böbrek hastalığı veya böbreküstü bezlerinde tümör gibi önceden var olan bir hastalık bulunmaktadır. Yüksek tansiyonun tanısı, basit kan basıncı ölçümleriyle yapılır; emin olmak için ölçümler tekrarlanır.

İnme, kalp krizi ve böbrek yetmezliğindeki rolünden dolayı yüksek tansiyonu denetim altına almak önemlidir. Önleyici önlemler, tedavinin ilk aşamasıdır. Sigara ve alkol kullanımı durdurulmalı, en azından azaltılmalıdır ve düzenli egzersizler yapılmalı tuz ve hayvansal yağların alımı azaltılmalıdır.
Bu önlemler hastaların yüzde 50’ sinde kan basıncını yaklaşık 5 birim düşürmektedir. Yüksek tansiyonu olan insanların yüzde 1’inde hızlandırılmış veya tehlikeli yüksek tansiyon olarak bilinen şiddetli bir tansiyon hastalığı vardır. Bu insanlarda, diyastolik kan basıncı 140’ı aşar ve baş ağrısı, mide bulantısı ve baş dönmesi oluşur.

Yüksek tansiyonun bu belirtilerini giderebilecek diğer tedavi yöntemleri ise: Shiatsu ve Refleksoloji seansları ile daralan atardamar duvarlarının gevşemesine yardımcı olup, sinir sistemi sakinleşip; böbrek ve böbreküstü işlevlerini dengelemektir.

Şahin SANDALCIOĞLU
Uzman Sosyolog-Refleksolog
+90532 297 9235

KAYNAK
Prof. Dr. David Tracey
Prof. Dr. Peter Baume
Prof. Dr. Kurt H. Albertine
Prof. Dr. Laurence Garey

Prof. Dr. Frederick Rost