29 Aralık 2015 Salı

SPASTİK KOLON - KARIN AĞRISI VE KRAMP NEDENLERİ

SPASTİK KOLON (İRRİTABL KOLON)
Spastik kolon ( irritabl kolon) sık görülen bir durumdur. Batı ülkelerinde insanların yüzde 15-25 kadarını etkiler. Belirtiler karın ağrısı ( özellikle kramp ve spazmlar), şişkinlik ve anormal bağırsak fonksiyonudur.

Bazı hastalarda dışkı sert olur ve dışkılamakta zorluk çekilirken bazılarında yumuşaktır ve acil dışkılama ihtiyacı hissedilir.
Spastik kolon hastalarında, nüfusun geri kalanına göre, alt bağırsak bölgesinde ağrıya duyarlılık çok daha fazladır. Nedeni bilinmemektedir ama dışkılama duygusuna karşı bağırsağın duyarlılığın artması ile ilgili gibi görünmektedir.

Teşhis normalde bir bağırsak hastalığına fiziksel bir kanıt olmaması halinde yapılır: durumun bağırsaktaki, yapısal veya biyokimyasal değil fonksiyonel bir değişiklikten kaynaklandığı düşünülür.
Kullanılan tedavide antidepresanlar ve serotonin olarak bilinen bir nörotransmitterin (sinir hücreleri arasında veri aktarımını sağlayan kimyasal maddeler) işlevini engelleyen ilaçlar vardır.
Karın masajı bölgeyi rahatlatır, klinik refleksoloji seansları ile kolon fonksiyonu dengelenmeye hedef alan bir çalışmadır.

Şahin SANDALCIOĞLU
Uzman Sosyolog-Refleksolog
 +90532 297 9235
                                                              
KAYNAK
Prof. Dr. David Tracey
Prof. Dr. Peter Baume
Prof. Dr. Kurt H. Albertine
Prof. Dr. Laurence Garey
Prof. Dr. Frederick Rost
Prof. Dr. Phil Waite



24 Aralık 2015 Perşembe

OMURLAR ARASI DİSK KAYMASI VE TEDAVİSİ

OMURLAR ARASI DİSKİN KAYMASI VE TEDAVİSİ
Omurlar arası disk kayması (disk kayması olarak da bilinir), bir diskin yumuşak çekirdeğinin (nucleus pulposus) diskin lifli dokusundaki bir yırtık ya da kırık boyunca kopmasıyla meydana gelir.

Disk kayması, bel ya da boyun bölgelerinde oluştuğunda omurga sinirlerine baskı uygular (radikulopati).

Bel bölgesi omurga sinirlerinin baskı altında kalması kalçalar, bacaklar ve ayaklara doğru yayılan şiddetli bel ağrısı (siyatik) ile tanımlanır; bacaklarda karıncalanma, kas zayıflığı, kas spazmları ve kasık ağrısıyla birlikte görülebilir.

Boyun bölgesi omurga sinirlerinin baskı altında kalmasıyla, boynun yan ve arka kısımlarından omuzlara ve kollara kimi zaman da ellere ve parmaklara doğru yayılan ağrıya yol açar.

Doğal yaşlanma ve omurganın biçiminin bozulması, disk kaymasının en yaygın nedenidir. Özellikle yorucu fiziksel etkinliklerle uğraşan orta yaşlı ya da yaşlı erkekler, risk grubunu oluşturur.

İltihaplanmayı azaltmak için genellikle sert şilte yatak istirahatı, ilaç tedavisi ve fiziksel, refleksoloji terapi önerilir. Çok aşırı durumlarda cerrahi müdahale gerekebilir.

Şahin SANDALCIOĞLU
  Uzman Sosyolog-Refleksolog 
 +90532 297 9235
                                                              
KAYNAK
Prof. Dr. David Tracey
Prof. Dr. Peter Baume
Prof. Dr. Kurt H. Albertine
Prof. Dr. Laurence Garey
Prof. Dr. Frederick Rost
Prof. Dr. Phil Waite





22 Aralık 2015 Salı

TORTİKOLLİS - BOYUN TRAVMASI

TORTİKOLLİS
Tortİkollis (ya da spazma bağlı tortikollis), boyun kaslarının uzun süreli kasılmasına neden olan istemsiz kas spazmları durumudur.

Bu durum, başın bir tarafa dönmesine, omuzlardan birine veya ileriye ya da geriye doğru eğilmesine ya da eğilmesine ya da sallanmasına neden olur.

Boyun ağrısıyla baş ağrısı da görülebilir. Belirtiler, giderek artar ve genellikle 2-5 yıl içinde sona erer. Bu süre içinde eşzamanlı olarak kaybolabilirler.

Tortİkollis, kalıtsal olabilir ya da boyun travmasına veya sinir sisteminin zarar görmesine bağlı olarak ortaya çıkabilir.
Başla boynun rahimdeki konumu nedeniyle beklerde de tortikollis görülebilir. Tedavi için, esneme egzersizleri, masaj ya da duruma göre cerrahi müdahale önerilebilir.

Şahin SANDALCIOĞLU
  Uzman Sosyolog-Refleksolog
 +90532 297 9235
                                                              
KAYNAK
Prof. Dr. David Tracey
Prof. Dr. Peter Baume
Prof. Dr. Kurt H. Albertine
Prof. Dr. Laurence Garey
Prof. Dr. Frederick Rost
Prof. Dr. Phil Waite




18 Aralık 2015 Cuma

BOYUN FITIĞI TEDAVİSİ İZMİR

BOYUN FITIĞI TEDAVİSİ İZMİR

BOYUN FITIĞI VE SİNİRLER
Boyun bölgesindeki omurilik, sinirlerin (boyun sinirleri C1-C8) kaynağını oluşturur; C1-C4, deriyle boyun kaslarına ve C5-C8 ise üst organlara geçer.

Bu sinirler, omurlar arasındaki delikten (intervertebral foramen) dışarı geçerler ve burada omurların kemiksi fazlalıkları (osteofit) tarafından sıkıştırılabilirler; bu sıkışıklık çınlama, kolla elde uyuşma ve güçsüzlüğe neden olabilir.

Diyafram siniri (phrenic) boyunda oluşur. Soluk almayı sağlayan kası (diyafram) besler. Diyafram sinirlerinden birinin ya da ikisinin hasar görmesi, solunumu etkiler.
Boyun omurlarının kırılması, omurilik ve boyun sinirlerinin etkilenmesine neden olabilir. C4  omuru düzeyinde ya da daha yukarıda, omurilikte herhangi bir hasar oluşması, diyafram felç olacağından ölümle sonuçlanabilir.

NOT:
Her ayakta 7000 üzerinde sinir ucu 26 kemik 107 bağ ve 19 kas vardır.
Refleksologlar ayak tabanını bir fihrist olarak görürler yada bir uzaktan kumanda vücudun tüm noktalarına ulaşmamızı sağlayan bir kumanda…

Yeryüzündeki bütün canlıların sinir sistemi vardır… Ayrıca her organın bir damar sistemi vardır… Refleksoloji kılcal damarları konu edinir. Bu damarlar insanlarda ayak tabanı ve ellere kadar uzanır.
Kılcal damarlar kanın boşaltım organı olan ayakların belli noktalarına kanı taşırlar ve orada boşaltırlar. Bu işlem sırasında eller by-pass görevi görür. Ve boşaltımda herhangi bir problem kanın temizlenmemesine yol açabileceğinden hastalıklara sebep olur.

Refleksoloji, vücuttaki tüm bezler, organlar ve diğer kısımlar ile bağlantılı olarak ayak ve el refleks bölgeleri olduğundan yola çıkan bir bilim dalıdır.
Refleks bölgeleri tedavisi, bu refleks bölgelerine başparmak ve parmakların uygulanmasıyla yapılan manuel metottur.

Geçmişte yaşayan insanlar çoğu zaman yalın ayak yada tabanı toprakla temas eden ince derili ayakkabıları giyip doğal yollarla kendi vücut dengelerini koruyabiliyorlardı ama günümüz insanının doğal yaşam alanlarının daralması betonlaşma ve kalın tabanlı ayakkabılar bu doğal teması engellediği için insanlar daha fazla hastalanmaktadırlar.

Şahin SANDALCIOĞLU
Uzman Sosyolog-Refleksolog
 +90532 297 9235
                                                              
KAYNAK
Prof. Dr. David Tracey
Prof. Dr. Peter Baume
Prof. Dr. Kurt H. Albertine
Prof. Dr. Laurence Garey
Prof. Dr. Frederick Rost
Prof. Dr. Phil Waite


16 Aralık 2015 Çarşamba

VAGUS SİNİRİ

VAGUS SİNİRİ
Vagus ya da onuncu kafatası siniri, doğrudan beyin sapından, çiftler halinde çıkan on iki kafatası sinirinden biridir. Vagus siniri, otonom sinir liflerini içerir; bu lifler, bedenin bilincin denetimi olmadan yerine getirilen işlevlerini düzenler.

Boyunla göğüsten karın boşluğuna doğru uzanan vagus siniri, nefes alıp verme, yutma, konuşma, kalp atışı, kan damarlarıyla bronş tüplerinin daralması ve sindirimi denetler. Ayrıca tat duyusunu boğazdan beyne aktarır.

Vagus siniri, nadiren hasar görür. Vagus sinirinin kollarından biri olan gırtlak siniri, tiroid ameliyatı sırasında zarar görebilir; bu durum, gırtlak kaslarını felç ederek seste boğukluğa neden olur.
Vagotomi ameliyatı sırasında mide ülseri tedavisinin bir parçası olarak hidroklorik asit salgılanışını azaltmak için vagus siniri, yemek borusuna yakın kısmından kesilir.

 Vagus, normalde mide duvarlarıyla alt büzgenin uyarılmasını kontrol eder; ancak normal Dalgasal öğütücü ve ilerletici bağırsak hareketi (peristalsiz) vagus siniri olmadan da devam edebilir.

Vazovagal senkop (vagus sinirinin uyarılmasının kalp ve damar sistemine etkisiyle gelişen senkop) şiddetli  karın ağrısı, korku yada endişe durumunda vagus sinirinin gönderdiği sinyallere tepki olarak kalp atışının yavaşlaması sonucu meydana gelen bayılmadır.

Şiddetli yaralanma durumunda vagal yanıt, bağırsaklar içinde gıda maddelerinin normal hareketinin birkaç gün için tamamen durdurulması olabilir.
Belirli bir neden olmadan, kalp atışı oranının hızlandığı kalp aritmisi, bazen vagus sinirinin uyarılmasıyla durdurulabilir.

Şahin SANDALCIOĞLU
Uzman Sosyolog-Refleksolog
 +90532 297 9235
                                                              
KAYNAK
Prof. Dr. David Tracey
Prof. Dr. Peter Baume
Prof. Dr. Kurt H. Albertine
Prof. Dr. Laurence Garey
Prof. Dr. Frederick Rost
Prof. Dr. Phil Waite


3 Aralık 2015 Perşembe

YÜZ SİNİRLERİ

YÜZ SİNİRLERİ (FASİYAL SİNİR)
Yüzün her iki yanında yer alan yüz sinirleri, yüz kaslarını denetler. Ağzın alt kısmındaki tükürük bezlerini ve gözdeki gözyaşı bezlerini besleyip, dilin öndeki üçte ikilik kısmından tat duyularını beyne taşırlar.

Yüz sinirleri, on iki kafatası sinir çiftinin yedinci çiftidir. Beyin sapından çıkan yüz sinirleri, kafatasındaki şakak kemiğinden (orta ve içkulakları barındırır) geçer, stilomastoid foramen adı verilen küçük bir delikten çıkarak kafatasını terk eder ve kulağın ön kısmında, yüzün her iki yanına doğru dallara ayrılır.

Kafatasının alt kısmının kırılması, yüz ya da ortakulağın yaralanması, doğum ya da ameliyat travmaları, yüz siniri bozukluklarına yol açabilir.

Bu, etkilenen yanda yüz felci, güçsüzlük ya da seğirmeyle sonuçlanır; yüz organları, simetrik düzenlerini kaybeder; ağız, köşesine doğru eğilir; gözkapakları, düzgün bir biçimde kapanmayabilir ve göz ya da ağız kuruluğuyla tat kaybı görülebilir.

Bilinen herhangi bir neden yokken oluşan bu duruma Bell felci adı verilir. Bu durum, aniden ya da birkaç gün içinde meydana gelebilir; bazen stres, yorgunluk ya da soğuk algınlığı gibi durumlardan sonra ortaya çıkar.

Şahin SANDALCIOĞLU
  Uzman Sosyolog-Refleksolog
 +90532 297 9235
                                                              
KAYNAK
Prof. Dr. David Tracey
Prof. Dr. Peter Baume
Prof. Dr. Kurt H. Albertine
Prof. Dr. Laurence Garey
Prof. Dr. Frederick Rost
Prof. Dr. Phil Waite