14 Şubat 2017 Salı

SEROTONİN VE DEPRESYON

KONU DEPRESYON VE ANTİDEPRESAN İLAÇLAR OLUNCA, SIK SIK SEROTONİN İSMİNİ DUYUYORUZ. PEKİ, NEDİR BU SEROTONİN HORMONU? MUTLULUK HORMONU OLARAK TANITILAN SEROTONİN VE DEPRESYON ARASINDA NASIL BİR BAĞLANTI VAR?

Serotonin bir nörotransmitterdir. Yani sinir hücreleri arasında elektrik sinyallerini taşımakla görevlidir.

Resimde iki sinir hücresi arasındaki parlak noktalar serotonin gibi nörotransmitterleri temsil etmektedir. Bunlar bir sinir hücresinden aldıkları elektrik sinyalini diğerine aktararak, beynin çalışmasında hayati rol oynarlar.

Serotonin beyinde salgılanır ve vücudun çeşitli noktalarında üretilir. Genelde merkezi sinir sisteminde ve mide-bağırsak kanalında bulunur.

Merkezi sinir sistemindeki serotonin ruh hâlini, uykuyu, iştahı, öğrenmeyi, hafızayı, cinsel ve sosyal davranışları düzenlemeye yardım eder.

Mide-bağırsak kanalındaki serotonin ise sindirimi düzenlemekle görevlidir. Serotonin azında depresyon, fazlalığında manik depresyon.

SEROTONİN VE DEPRESYON

Serotonin eksikliği şu üç nedenle oluşabilir;

Beyin hücrelerinde üretimin az olması, reseptör bölgelerinin yetersiz olması ya da serotonin yapımında kullanılan triptofan maddesindeki eksiklik.

(Triptofan (Trp,W) proteinleri oluşturan 20 aminoasitten biridir. Genetik kodu UGG'dir. Nonpolar bir aminoasittir. İndol halkası içerir. Esansiyel bir aminoasittir. Glukojenik ve ketojenik aminoasittir. Piruvat ve asetil KoAüzerinden yıkılır.Yapısında bulunan indol halkası çeşitli bileşiklerin yapısına katılır. Bunlar serotonin ve melatonindir. Karaciğerde triptofan yıkımı ile nikotinik asit sentezlenir.)

Bu üç biyokimyasal bozukluktan biri meydana geldiğinde, depresyon, obsesif kompulsif bozukluk, anksiyete bozukluğu, panik ve hatta aşırı asabiyet ortaya çıkabilir.



Şahin SANDALCIOĞLU
Uzman Sosyolog-Refleksolog
+90532 297 92 35



Kaynakça: R. Young, A. E. El-Khoury: Human amino acid requirements: A re-evaluation In: The United Nations University Press - Food and Nutrition Bulletin 17(3); Sept 1996


Prof. Dr. Oğuz BERKSUN

12 Şubat 2017 Pazar

KANDA KALSİYUM DÜŞÜKLÜĞÜ VE TEDAVİSİ

KANDA KALSİYUM DÜŞÜKLÜĞÜ

Kalsiyum insan  vücudunda  en  bol  bulunan  mineraldir. Vücut  ağırlığının %1,5’tan fazlasını oluşturur. Vücuttaki kalsiyumun %99’u kemiklerde ve dişlerde, geri kalanı yumuşak dokularda bulunur.

Yetişkin bir insanın vücudundaki kalsiyumun çoğu sürekli  olarak  kemikten kana karışır ve  yeniden  kemik yapımında kullanılır.

Bu nedenle hayatımız boyunca  kemiklerimize giren ve çıkan kalsiyum oranını dengede tutulması sağlıklı kemikler için çok önemlidir. Kalsiyum ile D vitamini  kemik sağlığı için birlikte hareket ederler.

Kalsiyum, kemik ve dişlerin oluşumuna ve sağlıklı kalmalarına, kalp atışının düzenlenmesine  ve kanın pıhtılaşmasına yardım eder.

Kas gücü ve sinir iletimi için kalsiyum gereklidir. Kalsiyum kaslarda troponin-c denen bir proteine bağlanır ve bu sayede kaslarımız  hareket edebilir ve kasılabilir.


Kalsiyum, yine kaslarda kalmodulin isimli bir proteine bağlanarak enerji kaynağı olan glikojenin (şeker deposu) parçalanıp kas kasılması için gerekli enerjinin ortaya çıkmasını sağlar. Görüldüğü gibi kaslar kalsiyum olmadan  yeteri kadar görev yapamazlar.



Kalsiyum Hangi Gıdalarda Mevcut


Süt, yoğurt ve peynir kalsiyumun en fazla bulunduğu veya kişilerin kalsiyumu aldığı gıdalardır. Erişkinlerin  hergün  2-3  bardak süt veya yoğurt yemesi gerekli kalsiyum alımı için önemlidir.


Süt tozu, süt, peynir, sardalya, kuru incir, yoğurt, yer fıstığı, lahana, kepekli ekmek, yumurta, balık, badem, kabak, brokoli, ıspanak ve maydanoz gibi besinlerde kalsiyum  vardır. Süt içemeyen bir kişi aynı kalsiyumu bir bardak yoğurt, 50 gram peynir, 100 gram brokoli yiyerek alabilir.



Süt İçmeyi Alışkanlık Haline getiriniz


En iyi kalsiyum kaynağı süttür. Bir bardak sütte 300 mg kalsiyum vardır. Fazla süt içilmesi ise kabızlık yapar.

Sütte kalsiyumdan başka fosfor, potasyum, riboflavin, A vitamini, B12 vitamini, mağnezyum, protein ve niasin vardır.

Son yıllarda süt içiminde azalma görülmektedir. Özellikle çocuk ve gençler süt yerine daha fazla çay, kahve, kola ve gazoz içmeye başlamıştır.

Ayrıca gençlerde ve çocuklarda kahvaltı yapma sıklığının  giderek azalması (ortalama % 25’i kahvaltı yapmaz) süt içimini azaltmaktadır.


Yapılan çalışmalar çocukların  sade süt yerine çikolatalı süt veya  meyveli sütleri tercih ettiğini göstermiştir. Bu nedenle süt tüketimin artırılması için  bazı önlemlerin alınması gerekmektedir.



Günlük Kalsiyum İhtiyacı


Günlük kalsiyum ihtiyacı 14-18 yaş arası 1300 mg/gün, 19-50 yaş arası 100 mg/gün ve 51 yaş sonrası 1200 mg gündür.

A.B.D.’de yapılan çalışmalarda günlük kalsiyum ihtiyacının  kişilerin  ancak yarısında  yeterli düzeyde alındığını göstermiştir. Ülkemizde bu oranın daha fazla olma olasılığı yüksektir. 



Kalsiyumun Barsaklardan Emilmesini Etkileyen Nedenler Nelerdir


Bağırsaklardan kalsiyumum emilimi vücttaki kalsiyum durumunai D vitamini durumuna, yaş, gebelik ve diyetteki bitkilere göre değişir. Kalsiyum emilim oranı bebeklikte ve çocuklukta  % 60 iken erişkinlerde alınan kalsiyumun % 15-20’si bağırsaklardan emilir.


Yaş arttıkça kalsiyum emilimi azalır. D vitamini de bağırsaklardan kalsiyum emilimine yardımcı olur. 


Yeterli emilim için yeterli  D vitamini olması gerekir. Yemekte bulunan fitik asit ve oksalik asit kalsiyumun emilimi önler. Oxalik asit ıspanakta, tatlı patateste ve bezelyede vardır ve bunlar kalsiyumun emilimini engeller.



Kanda Kalsiyumun Az Olmasının Nedenleri


Kan kalsiyumu paratiroit hormonu, D vitamini ve Mağnezyum mineralinin  ortak etkileri sonucu bir denge halinde tutulur. Bu arda diyetle yeteri kadar kalsiyum alınılıp alınmaması ve böbreklerin sağlam veya hasta olması  da kan kalsiyum düzeyini etkiler.


Kanda kalsiyum düşüklüğü yapan nedenler şunlardır



Paratiroit hormonunun az salgılanması

Kronik böbrek yetmezliği

D vitamini yetersizliği

Kanda mağnezyum düşüklüğü

Gıdalarla yeteri kadar kalsiyum almamak

Kalsiyumun idrarla fazla atılması

Kalsiyum emiliminin barsaklardan iyi olmaması



Kalsiyum ve Kemik Sağlığı İçin Beslenmemizde Dikkat Etmemiz Gereken Kurallar



Diyetimizle yeteri kadar D vitamini almak kalsiyumun kanda normal olması için gereklidir. Balık ve  süt gibi D vitamininden zengin gıdalar almak ve günde en az 15 dakika güneş banyosu yapmak çok önemlidir.

Aşırı tuzlu yememek gerekir. Fazla tuz yiyenlerde idrarla kalsiyum atılımı artar ve kan kalsiyumu azalır. Bu azalma da sonuçta kemik erimesine neden olur. Böbrek taşı oluşumunu önlemek için de fazla tuzlu yememek gerekir.

Proteinli gıda (et ve balık)  fazla yiyenlerde'de  idrarla atılan kalsiyum miktarı artar. Her 1 gram protein fazlası, idrarla 1.75 mg kalsiyum atılımı yapmaktadır.

Proteinin az alınması da kan kalsiyumum düzeyine zararlı etki yapar. Bu nedenle  kan kalsiyumunun  dengede tutulması için proteinli gıda alımı yeteri kadar olmalıdır.



Kan Kalsiyumu Düştüğünde Oluşan Belirtiler


Kol ve bacaklarda kramp, Eklem ağrıları, Tırnaklarda kırılma,Tansiyonda artma, El ve bacaklarda uyuşma, Kolesterolde artış ve Depresyon görülebilir.

Kan kalsiyumu düşünce vücut bunu normal seviyeye getirmek için kemiklerden kalsiyum çeker ve kemik erimesi (osteoporoz) gelişir. Kemik erimesini önlemek için günlük 1000-1500 mg kalsiyum alınması gerekir.



Yeterli Kalsiyum Almanın Faydaları


Düzenli kalsiyum alanlarda  meme ve bağırsak kanseri daha az görülür. Kemik erimesinin  tedavisi  ve önlenmesi için, kalsiyum alımı çok önemlidir. Kemik erimesinin tedavisi için her gün  1200 mg kalsiyum ve 600 ünite D vitamini alınması gerekir. Tansiyon yükselmesi daha az görülür, Kilo vermek daha kolay olur.



Şahin SANDALCIOĞLU
Uzman Sosyolog-Refleksolog
 +90532 297 92 35



Kaynakça: Kaynakça: Prof.Dr.Metin ÖZATA



NOT: Sağlık sorunlarından uzak kalmanın en doğal yolu 20 günde bir REFLEKSOLOJİ seansı uygulamasıdır.

Refleksoloji, bugün  tamamlayıcı tıp olarak yer almaktadır. (GELENEKSEL VE TAMAMLAYICI TIP UYGULAMALARI REFLEKSOLOJİ YÖNETMELİĞİ 27 EKİM 2014 TARİHLİ RESMİ GAZETE’DE YAYIMLANARAK YÜRÜRLÜĞE KONULMUŞTUR.)