19 Temmuz 2015 Pazar

OTONOM SİNİR SİSTEMİ - SEMPATİK SİNİR SİSTEMİ - PARASEMPATİK SİNİR SİSTEMİ

Otonom sinir sistemi ya da özerk sinir sistemi, periferik sinir sisteminin, istemsiz yapılan hareketleri ve organ fonksiyonlarının kontrolünü gerçekleştiren bölümüdür. Kalp hızı, sindirim, solunum, tükrük salgılanması, terleme, işeme fonksiyonu, cinsel uyarılma gibi durumlarda istem dışı etkilidir.Visseral sinir sistemi veya vejetatif sinir sistemi olarak da bilinir. Parasempatik sinir sistemi ve sempatik sinir sistemi olarak ikiye ayrılır.
Otonom sinir sistemine biyolojik yaşamla yakınlığından dolayı Vejetatif (bitkisel) sinir sistemi denir. Organlarla ilgili olmasından Visseral sinir sistemi denir. Otonom sinir sistemi, sinir sistemini kalp kası, damarlar, akciğerler ve organların düz kasları ile dış salgı bezleri gibi isteğimiz dışında çalışan organları innerve eden bölümdür.
Sempatik sistem doku ve organlara gönderdiği sinyallerle genel olarak vücudun aktivitesini, enerji tüketimini artırıcı yönde hareket eder. Örneğin sempatik sinirler kalbin çalışma hızını ve atardamarlardaki kan basıncını artırır. Sempatik sistem aynı zamanda organizmanın korku, öfke, dehşet, heyecan ve şiddetli ağrı gibi stres yaratan durumlarda tepki oluşturmasını sağlar. Örneğin kas aktivitesi gerektiren stres durumlarında, hipotalamusun uyarılmasıyla sempatik sistem organizmada bazı değişikliklere yol açar. Bunlardan bazıları kandaki glikoz yoğunluğunun artışı, atardamarlarda kan basıncının yükselmesi ve kas gücünün artmasıdır. Bu değişiklikler organizmanın stresle baş etmesinde etkili olur.
Sempatik sinir sistemi nöronları, medulla spinalisin torakal ve lumbal bölgesindeki ön ve arka boynuzunda bulunur. Sempatik nöronlardan çıkan sinir lifleri, spinal sinirin ön kökleri içerisinde medulla spinalisi terk ederek spinal sinirin yapısına katılırlar. Bu lifler, vertebraların her iki tarafında bulunan truncus sympathicusa gelirler. Burada bulunan ganglionlara gelen sinir liflerinin bazıları buradaki nöronlarla sinaps yaparlar. Bazıları ise doğrudan organa giderler.
Parasempatik sinir sisteminin nörotransmitteri asetil kolindir (ACh). Parasempatik sinir sistemi vücut hareketsiz halde iken devreye girer. Bu evrede aktif durumdadır. Sinir-kas kavşağında kasın uyarıyı alması için ACh salınır. Salınan ACh kastaki nikotinin ile birleşerek uyarıyı aktif duruma getirecek olayları tetikler (Ca salınımını arttırmak, kastaki mitokondriyi çalıstırmak gibi) böylece kas innerve edilir (uyarılır).
Vücut olaylarında yavaşlatıcı etkiye sahiptir.Kan basıncını, kalp atış hızını, kan şekerini düşürür. İdrar kesesini daraltır. Gözbebeğini küçültür. Akciğer alveollerini daraltır. Ancak sindirim etkinliklerinde tam ters etki gösterir ve hızlandırır. Örneğin; Tükrük salgısını arttırır.

TÜM SORULARINIZ VE RANDEVU İÇİN +90532 297 9235
Şahin SANDALCIOĞLU
Uzman Sosyolog-Refleksolog

3 Temmuz 2015 Cuma

SIRT - KAS AĞRILARI - ÇÖZÜMLERİ TEDAVİSİ İZMİR

SIRT - KAS AĞRILARI - ÇÖZÜMLERİ TEDAVİSİ İZMİR


Kas ağrısı belirtilerinin azaltılmasına yardımcı olmak için, çok sayıda alternatif tedavi biçimleri vardır.

Derin doku masajı, Klasik masaj, Aromatik yağlarla yapılan Aromaterapi masajı ve Refleksoloji. Masaj, duruş dengesizliği, mesleki zorlanmalar ve kas yorgunluğu ile ilgili kronik ağrıları dindirir. 

Omurga üzerine uygulanan masaj, sırt eklemlerinin normal hareketlerini düzelterek ağrıyı hafifletir.
İskelet sistemi üzerine uygulanan masaj, omurga ve omurgayı çevreleyen yumuşak dokuların değişik masaj manipülasyonları ile ağrılar hafifler ve birkaç seans uygulama ile baskıyı azaltarak önemli destekleyici kaslar güçlenerek kas ve sırt ağrıları son bulur.

Şahin SANDALCIOĞLU
Uzman Sosyolog-Refleksolog
 +90532 297 9235

1 Temmuz 2015 Çarşamba

OMURİLİK VE SİNİR YAPISI

OMURİLİK VE SİNİR YAPISI

Omurilik, omur sütunu boyunca uzanan omur kanalının içinde yer alan silindir şeklinde bir sinir yapısıdır. Sinir hücresi liflerinden oluşan bir dizi ince kök telleri, omuriliğin her iki yanının ön ve arkası boyunca bir sıra halinde tutunurlar.

Ön tarafa birleşenlere ön kök telleri ve arka tarafa tutunanlara da arka kök telleri adı verilir; bunlar, 21 çift omurga sinirini oluşturmak için birleşip omuriliğe parçalı bir görünüm verirler.
Bu sinirler, kollar, bacaklar ve gövdenin derisini, kemiklerini, kaslarını ve eklemlerini besler. Genellikle 42-45 santimetre uzunluğunda olan omurilik, omur sütununun tamamı boyunca uzanmaz. Bu yetişkinde, omuriliğin alt ucu (conus medullaris) genellikle L1 ya da L2 omurları seviyesine kadar uzanır.

Bu seviyenin altında omur kanalı genellikle bel ve sağrı kemiği omurga sinirlerinin kök tellerine (Latince’de ‘atkuyruğu’ anlamına gelen cauda equina) ev sahipliği yapar; bu kök telleri, kanaldan çıkmadan önce daha da aşağı seviyelere doğru iner.

Omurilik, esas olarak sinir hücresi gövdelerinden ve bunlara bağlı liflerden meydana gelir; bu lifler, beyne duyusal bilgi gönderir ve beyinden gelen motor bilgiyi iletir.

Hücre gövdeleri, omuriliğin merkezinden kesit aldığında, H şeklinde görülen bir gri cevher sütunu oluşturmak için bir araya gelirler; H şekli, arkadaki arka ‘boynuz’ çiftleriyle öndeki ön boynuzlardan oluşur; bunlar birbirlerinden bir orta hatla ayrılır.

Omuriliğin arka kısmında bulunan ana sinir hücrelerinin oluşturduğu çıkıntılar, duyusal bilgi (örneğin dokunma, ağrı, ısı ve ortak duyular) iletmek ve bu bilgiyi beyne göndermekle görevlidir.

Ön boynuzlar ise, omurga sinirleri üzerinden kaslara mesaj ileten motor nöronları içerir. Orta hat, otomatik (refleks) yanıtlar oluşturmak için gelen duyusal nöronlarla giden motor nöronları birleştiren birçok ara nöronu içerir; bu süreçte beyin yer almaz.

Basit omurga reflekslerini, gerilme reflekslerini (örneğin, dizkapağının hemen altındaki dizkapağı bağlarına hafifçe vurulduğunda uyluk kas kitlesinin büzülmesi sonucu, dizin yaptığı hareket) ve geri çekilme refleksini (kızgın bir ütünün değmesi gibi, derideki bir ağrı uyarısı sonucu uyarıcıdan uzaklaşma) içerir.

Omuriliğin gri cevheri, beyne bilgi ileten ve beyinden gelen mesajları aktaran sinir liflerinden oluşan beyaz kısmıyla çevrilidir.

Benzeri türde bilgi taşıyan lifler, kordon olarak bilinen demetler halinde toplanma eğilimindedir. Omurilik kesildiğinde ya da zarar gördüğünde, bu kordonlar yaralanabilir; bu durum, motor emirlerin zarar gören bölgenin altındaki seviyelere gönderilemeyeceği ve bu seviyelerdeki duyusal bilginin beyne iletilemeyeceği anlamına gelir.

Sadece bacakların etkilenmesi belden aşağı felç (parapleji) durumuna, hem kollar hem de bacakların etkilenmesiyle boyundan aşağısının felci duruma neden olur.

SAĞLIKLI KALMANIZ İÇİN AYDA BİRKEZ DE OLSA REFLEKSOLOJİ YADA KOMPLE VÜCUT MASAJI YAPTIRMANIZ İÇİN KÜÇÜK BİR ANLATIM.

Şahin SANDALCIOĞLU
Uzman Sosyolog-Refleksolog

 +90532 297 9235


KAYNAK
Prof. Dr. David Tracey
Prof. Dr. Peter Baume
Prof. Dr. Kurt H. Albertine
Prof. Dr. Laurence Garey
Prof. Dr. Frederick Rost
Prof. Dr. Phil Waite





AŞİL KİRİŞİ İLTİHAPLANMASI - TENDİNİTİS

AŞİL KİRİŞİ İLTİHAPLANMASI (TENDİNİTİS)

Kirişin çok fazla aşınması ve yıpranması durumunda Aşil kirişi iltihaplanması (tendinitis) meydana gelir. Çoğunlukla, özellikle de her zaman egzersiz yapmayan kişilerin aşırı aktivite göstermesinden sonra oluşur.

Yüksek veya yıpranmış topuklu ayakkabı giyilmesi kirişe anormel bir baskı yükleyerek iltihaplanmasına neden olur.

Hastalar etkilenen kirişte hareketle artan bir ağrı hissederler. Aşil kirişi normalden daha ince bir hale gelebilir ve dokunulduğunda ağrı veya duyarlılık oluşabilir. İltihaplı bir Aşil kirişi kopmaya maruz kalabilir.

Aşil kirişi iltihabının tedavisi dinlenme, ağrıkesiciler ve iltihap önleyici ilaçlardır, ancak bunlar tekrarlama eğiliminde olan rahatsızlığı tedavi etmeyip yalnızca belirtileri giderir.

Nadir hallerde kiriş ortopedi cerrahi tarafından ameliyatla alınarak yapay ve doğal dokularla değiştirilebilir.

Bu nedenle en iyi tedavi önlem almaktır.

SAĞLIKLI KALMANIZ İÇİN AYDA BİRKEZ DE OLSA REFLEKSOLOJİ YADA KOMPLE VÜCUT MASAJI YAPTIRMANIZ İÇİN KÜÇÜK BİR ANLATIM.

TÜM SORULARINIZ VE RANDEVU İÇİN +90532 297 9235
Şahin SANDALCIOĞLU
Uzman Sosyolog-Refleksolog

KAYNAK
Prof. Dr. David Tracey
Prof. Dr. Peter Baume
Prof. Dr. Kurt H. Albertine
Prof. Dr. Laurence Garey
Prof. Dr. Frederick Rost
Prof. Dr. Phil Waite


SEREBRAL PALSİ TEDAVİSİ İZMİR

SEREBRAL PALSİ TEDAVİSİNDE REFLEKSOLOJİ

Serebral Palsi (SP), diğer adıyla beyin felci, doğum öncesinde, sırasında veya sonrasında merkezi sinir sisteminin hareket işlev alanlarının hasar görmesinden dolayı oluşan tablodur.

 SP beyinde oluşan hasar sonucunda ortaya çıkan kas zayıflığı, kas kontrol yetersizliği, güçsüzlük, denge bozukluğu görülmektedir. Çocukların kol veya bacağında belli belirsiz pos tür bozukluğu vardır.

Bu tip hastalarda REFLEKSOLOJİ tedavisiyle günlük yaşam aktivitelerini kolaylaştırmak ve bulundukları durumun ilerlemesini engelleyerek kalıcı sonuçlara varılıyor.

Refleksolojide; ayak tabanına beyinden kaslara gidecek uyarılar vererek çalışmayan bölgeyi destekleyerek sinirlerin çalışması sağlanır.

 Seanslar süresi içerisinde REFLEKSOLOJİ uygulamasıyla tekrarlayıcı uyarıların sonunda beyindeki sinirler kaslara gönderdiği sinyallerle kaslar gevşer ve eklemlerle tutunmuş kemikler hareket etmeye başlar.


SEREBRAL PALSİDE REFLEKSOLOJİYLE görülen etkide; Kasılmaların azalması, sindirimin kolaylaşması, algının artması, göz teması kurması, dengenin artmasıyla adımların başlaması ve konuşma bozukluğunda kelime artışının olması.

TÜM SORULARINIZ VE RANDEVU İÇİN +90532 297 9235
Şahin SANDALCIOĞLU
Uzman Sosyolog-Refleksolog